Umran'dan

 

ümranın Kasım-2000 Sayısında bir “korkular ülkesi” haline gelen Türkiye’de
“korkulan a^ma” zaruretine dikkat çekmiştik. “Nev-zuhur ve sanal" hir tehlıkg
firticâ) bahane edilerek 28 Şubat 97 ’den berî İslami duyarlılığa karşı yürütülen
psikolojik harp ve sindirme operasyonlarma-rağmen halkımızın İslam'a ilgisinm
azalmayıp arttığını, bunahm ve sıkıntılardan kurtulmanın yegane çözümünü
“Din”de aradığını geçtiğimiz Ramazan ayı vesilesiyle bir kez daha gördük.
Anketlerin yansıttığı gerçek şu ki, toplumun yüzde sekseni oruç tutııyor, teravihlere,
cumalara kokuyor; yine bir o kadarı okullar ve devlet dairelerinde uygulanan
başörtüsü yasağını doğru bulmuyor; dahası “irtica” ] 'birinci tehlike’
sayanların oranı yiızde 3 -4'ler civarında. Sadece bu göstergeler bile 28 Şubat’çı
“korku poiitikası”nın tutmadığını ve iflas etdğini ortaya koymaya yetıyör.
Umarız kı, din den yalıtılmış “tek tîp” insan/toplum projesini gerçekleştirmek
amacıyla "toplum mühendisliği"ne soyunanlar, çok geç olmadan ‘din’le savaşılamayacagım
anlayarak bu hayallerinden vazgeçerler.
İşte bu noktada, her turlu baskı zulüm ve dayatmalar karşısında, tek başına
da olsa, “tevhid çizgisi” dediğimiz Srrat-ı Müstakim’den ayrılmayarak Allah’ın
emir ve yasaklarına uymakta ısrar, inat, sebat ve sabır göstermek anlamına gelen
“Ibrahimî Duruş” daha bir anlam kazanmaktadır. İnanıyoruz ki, müminler
İbrâhimî duruşta kararlı oldukları, Ibrahimî özellikleri kuşanma konusunda
cehd ve gayret göstermeye devam ettikleri sürece, sapkınlar onlara zarar verfemeyecek(
5/105), Allah inkarcdann hileli tuzaklarını boşa çıkaracak(35/10)
ve gerçek iman sahipleri muüaka galip ve üstün gelecektir(3/139).
Bu çerçevede; Ümran yazarlarından Yıldırım Canoğlu “Ibrahimî D u n ıfu n
ifade ettiği anlamı ve Îbrahimî özelliklerin neler olduğunu anlatırken, Abdullah
Yıldız tarihin şaşmaz yasalarından (sünnötullah) yola çıkarak bu kaotik ortamın
“İslam’a yöneliş” sürecine hız vereceğini ve “Allah’ın vaadinin ıjıutlaka
gerçekleşeceğini” yazıyor.
Yine bu sayıda; inananlara yönelik zulüm, baskı ve dayatmaları gağusiemec
in Ibrahimî bir duruş ve kararlılıkla mümkün olabileceğini vurgulamak amacıyla,
başörtüsü yasağına karşı onurlu bir çıkış yaparak Marmara Ilahiyat’taki
görevinden istifa eden saygıdeğer Hayreddin Karaman Hoca ile gerçekleştirdiğimiz
bir söyleşiyi yayımlıyoruz. Bu bağlamda, 28 Şubat sürecinde başörtüsü
yasağına karşı cesaretli mücadeleleriyle temayüz eden yazarlarımız Ahmet Ta^-
getiren ve Abdurrahman Dilipak’ın görüşleri ile Kazım Güleçyüz ve Ahmet
Mercan’ın değerlendirmelerine yer veriyoruz.
Değerli edebiyatçı-şair N urettin Durman, hem îb rahimî duruşa hem d^ özgürlük
mücadelesine vurgu yapan yazısıyla sayfalarımıza renk katarken, Adem
Kandemir, Mahmut Özbay, İsmail Toprak ve Selahattin Ayaz vukufiyetli yazılarıyla
Umrarı’a zenginlik kazandırıyorlar.
Umran’dan selam ve sevgiler sunarken “2001 Abone Kaınpanyası”na ilgi Ve
desteklerinizi bekliyoruz.

 

EDİTÖR                                                 Ocak 2001, Sayı:77, Sayfa:1

Umran'ın Kasım-2000 Sayısında bir “korkular ülkesi” haline gelen Türkiye’de“korkuları aşma” zaruretine dikkat çekmiştik. “Nev-zuhur ve sanal" bir tehlike (irticâ) bahane edilerek 28 Şubat 97 ’den berî İslami duyarlılığa karşı yürütülenpsikolojik harp ve sindirme operasyonlarma-rağmen halkımızın İslam'a ilgisinin azalmayıp arttığını, bunalım ve sıkıntılardan kurtulmanın yegane çözümünü “Din”de aradığını geçtiğimiz Ramazan ayı vesilesiyle bir kez daha gördük. Anketlerin yansıttığı gerçek şu ki, toplumun yüzde sekseni oruç tutuyor, teravihlere, cumalara koşuyor; yine bir o kadarı okullar ve devlet dairelerinde uygulanan başörtüsü yasağını doğru bulmuyor; dahası “irtica”ı 'birinci tehlike sayanların oranı yüzde 3-4'ler civarında. Sadece bu göstergeler bile 28 Şubat’çı “korku politikası”nın tutmadığını ve iflas ettiğini ortaya koymaya yetıyor. Umarız ki, din'den yalıtılmış “tek tip” insan/toplum projesini gerçekleştirmek amacıyla "toplum mühendisliği"ne soyunanlar, çok geç olmadan ‘din’le savaşılamayacağını anlayarak bu hayallerinden vazgeçerler. İşte bu noktada, her türlü baskı zulüm ve dayatmalar karşısında, tek başınada olsa, “tevhid çizgisi” dediğimiz Sırat-ı Müstakim’den ayrılmayarak Allah’ın emir ve yasaklarına uymakta ısrar, inat, sebat ve sabır göstermek anlamına gelen “İbrahimî Duruş” daha bir anlam kazanmaktadır. İnanıyoruz ki, müminler İbrâhimî duruşta kararlı oldukları, İbrahimî özellikleri kuşanma konusunda cehd ve gayret göstermeye devam ettikleri sürece, sapkınlar onlara zarar veremeyecek(5/105), Allah inkarcıların hileli tuzaklarını boşa çıkaracak(35/10)ve gerçek iman sahipleri mutlaka galip ve üstün gelecektir(3/139). Bu çerçevede; Umran yazarlarından Yıldırım Canoğlu “İbrahimî Duruşun ifade ettiği anlamı ve Îbrahimî özelliklerin neler olduğunu anlatırken, Abdullah Yıldız tarihin şaşmaz yasalarından (sünnetullah) yola çıkarak bu kaotik ortamın “İslam’a yöneliş” sürecine hız vereceğini ve “Allah’ın vaadinin mutlaka gerçekleşeceğini” yazıyor. Yine bu sayıda; inananlara yönelik zulüm, baskı ve dayatmaları göğüslemenin İbrahimî bir duruş ve kararlılıkla mümkün olabileceğini vurgulamak amacıyla, başörtüsü yasağına karşı onurlu bir çıkış yaparak Marmara İlahiyat’taki görevinden istifa eden saygıdeğer Hayreddin Karaman Hoca ile gerçekleştirdiğimiz bir söyleşiyi yayımlıyoruz. Bu bağlamda, 28 Şubat sürecinde başörtüsü yasağına karşı cesaretli mücadeleleriyle temayüz eden yazarlarımız Ahmet Taşgetiren ve Abdurrahman Dilipak’ın görüşleri ile Kazım Güleçyüz ve Ahmet Mercan’ın değerlendirmelerine yer veriyoruz. Değerli edebiyatçı-şair Nurettin Durman, hem İbrahimî duruşa hem de özgürlük mücadelesine vurgu yapan yazısıyla sayfalarımıza renk katarken, Adem Kandemir, Mahmut Özbay, İsmail Toprak ve Selahattin Ayaz vukufiyetli yazılarıyla Umrarı’a zenginlik kazandırıyorlar. Umran’dan selam ve sevgiler sunarken “2001 Abone Kaınpanyası”na ilgi ve desteklerinizi bekliyoruz.

 


  • Sayı: 364
  • Sayı: 363
  • Sayı: 362
  • Sayı: 361
  • Sayı: 360
  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353