Kur’ân'ı Anla(t)ma Seferberliği

 

ümmn’ın Mayıs sayısında “İslâmi Model”, Haziran sayısında
“İktidar Dili” dosyalan çerçevesinde; yazarlarımızın, fikir
ve hareket adamlarımızın ortaya koydukları düşünceler,
bizi ister istemez “Din DiU”-‘*Kur*an Dili*^ konusuna getirdi.
Bir medeniyet/umran projesi olarak "İslâmî Tnodel’’in yeniden
inşâsını, yani çağımıza ve hayatımıza İslâm’ın rengini
vermeyi hedefleyen "îktidar dili", son tahlilde Kur’ân’a refere
edilmek zorundaydı, “Müslüman” şair Mehmed Akifin
mısralaşturdığı gibi;
“Doğrudan doğruya Kur*ân*dan alıp ilhâmı;
Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı.'*
Kabul edilmelidir ki, Kur’ân’ı merkeze almayan, onun
‘^diV'ini anlamayı, anlatmayı ve bir hayat tarzı olarak çağa
hakim kılmayı amaçlamayan hiçbir iİmî, fikrî, fiilî çaba “İslâmî”
olarak nitelenemez.
Bu nedenle Ümran, Türkiye’nin ve dünyanın ciddi bir
“medeniyet ve kimlik krizi” yaşamakta olduğu bir süreçte,
insanlığın önüne yepyeni ufuklar açabilnaenin ve insanlara
‘dayatılan’ “küresel yaşam biçimi”nden tamamen “farklı” bir
Kayat tarzı sunabilmenin ilk ve yegane adımı olarak
“Kur’ân'ı Anla(t)ma Seferberliği” öneriyor. Sözünü ettiğimiz
seferberlik, çocuklarımızın ilköğretim çağında “mübarek
kitap”la tanışmalarından, Kur’ân eksenli her türlü fikrî-fiilî
çabaya kadar bir dizi faaliyeti kapsamak dunımundadır.
Umran'm Kur’ân Seferberliği dosyasına, Mustafa Aydm’ın
“Kur’ân’a bakmak” değil, her şeye ^*Kur'ân'dan hak'
ma"yı teklif eden derinlikli yazısıyla giriyoruz. H.Vicdan
Tekin’in "Vahiyle sağlıklı bir diyalog" kurmadan, A.Cemil
Ertunç’un da Kur’ân’ı “nesne” değil "özne” olarak konumlandırmadan
bir inşâ faaliyeti gerçekleştirmenin mümkün
olmadığını vurgulayan yazıları Aydm’ı tamamlıyor. MalezyalI
alim W.Mohd. Nor Wan Daud’un ‘‘Kıır'ân'ı anlama
metodolojisi"ne ilişkin derinlikli makalesi ile Abdullah Yıldız’m
Kur’an âyetlerinden yola çıkarak tasnif ettiği “Kur'ân
okuma ilkeleri", seferberliğin nasıl yürütülebileceğine ilişkin
pratik ipuçları sunuyor. Kerim Buladı ise, çocuklarımızı
“Kur'ân'la tanıştırma”nm hayatiyetini vurguluyor.
Öte yandan, '‘İslâmi ModelAktidar Dili” müzakeremiz,
Yasin Aktay, Mustafa Tekin, Selçuk Kütük ve Dilaver
Demirağ’ın yazılan ile sürüyor.
Gündem bölümünde; içte her şeyi tıkayan "bürokratik
oligar§i”ye dair İbrahim Beğoğlu’nun incelemesini, A.Metin
Karaköse’nin “sorumluluklarımızı'* hatırlatan yazısı bütünlüyor.
Dışta ise; gazeteci Mustafa Özcan Filistinlilere önerilen
“Yol Haritası”nın akıbetini tahlil ediyor. İçinde bulunduğumuz
konjonktürde Türkiye’nin ‘Teni Bir Dünya" için
“yol gösterici” olabileceğinin altını çizen Numan Kurtulmuş’un
makalesi, adeta “ne yapmalı” sorusuna cevap teşkil
ediyor.
Ümran, değerli bilim adamı Ahmed Yüksel Özemre’nin
“Rüzgâr Enerjisi”nin verimliliğini tartışan analiz yazısı;
Celaleddin Vatandaş’ın “ek”te sunulan “Aile ve Şiddet”
araştırması; M.Engin Noyan’la Ramazan Kayan’ın Kur’ânî
duyarlılığı besleyen yazıları ile devam ediyor. Kültür-Sanat
bölümünde Hasanali Yıldınm’ın deneme, Mustafa Miyasoğlu’nun
seyahat üzerine yazdıkları ile Mehmet Özay’ın Malta
tarihine ışık tutan makaleleri ıskalanmamalı...
Yeni ümran’larda buluşmak duasıyla...

 

EDİTÖR                                                             Temmuz 2003, Sayı:107, Sayfa:1

Umran’ın Mayıs sayısında “İslâmi Model”, Haziran sayısında “İktidar Dili” dosyalan çerçevesinde; yazarlarımızın, fikir ve hareket adamlarımızın ortaya koydukları düşünceler, bizi ister istemez “Din Dili”-"Kur'an Dili" konusuna getirdi. Bir medeniyet/umran projesi olarak "İslâmî model’’in yeniden inşâsını, yani çağımıza ve hayatımıza İslâm’ın rengini vermeyi hedefleyen "iktidar dili", son tahlilde Kur’ân’a refere edilmek zorundaydı, “Müslüman” şair Mehmed Akif'in mısralaştırdığı gibi;“Doğrudan doğruya Kur'ân'dan alıp ilhâmı; Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı." Kabul edilmelidir ki, Kur’ân’ı merkeze almayan, onun "dil"ini anlamayı, anlatmayı ve bir hayat tarzı olarak çağa hakim kılmayı amaçlamayan hiçbir iİmî, fikrî, fiilî çaba “İslâmî” olarak nitelenemez. Bu nedenle Umran, Türkiye’nin ve dünyanın ciddi bir “medeniyet ve kimlik krizi” yaşamakta olduğu bir süreçte, insanlığın önüne yepyeni ufuklar açabilmenin ve insanlara ‘dayatılan’ “küresel yaşam biçimi”nden tamamen “farklı” bir hayat tarzı sunabilmenin ilk ve yegane adımı olarak “Kur’ân'ı Anla(t)ma Seferberliği” öneriyor. Sözünü ettiğimiz seferberlik, çocuklarımızın ilköğretim çağında “mübarek kitap”la tanışmalarından, Kur’ân eksenli her türlü fikrî-fiilî çabaya kadar bir dizi faaliyeti kapsamak durumundadır. Umran'ın Kur’ân Seferberliği dosyasına, Mustafa Aydın’ın “Kur’ân’a bakmak” değil, her şeye "Kur'ân'dan bakma"yı teklif eden derinlikli yazısıyla giriyoruz. H. Vicdan Tekin’in "Vahiyle sağlıklı bir diyalog" kurmadan, A.Cemil Ertunç’un da Kur’ân’ı “nesne” değil "özne” olarak konumlandırmadanbir inşâ faaliyeti gerçekleştirmenin mümkünolmadığını vurgulayan yazıları Aydın’ı tamamlıyor. Malezyalı alim W. Mohd. Nor Wan Daud’un ‘‘Kur'ân'ı anlama metodolojisi"ne ilişkin derinlikli makalesi ile Abdullah Yıldız’ın Kur’an âyetlerinden yola çıkarak tasnif ettiği “Kur'ân okuma ilkeleri", seferberliğin nasıl yürütülebileceğine ilişkin pratik ipuçları sunuyor. Kerim Buladı ise, çocuklarımızı “Kur'ân'la tanıştırma”nm hayatiyetini vurguluyor. Öte yandan, '‘İslâmi Model/İktidar Dili” müzakeremiz, Yasin Aktay, Mustafa Tekin, Selçuk Kütük ve Dilaver Demirağ’ın yazılan ile sürüyor. Gündem bölümünde; içte her şeyi tıkayan "bürokratik oligarşi”ye dair İbrahim Beğoğlu’nun incelemesini, A. Metin Karaköse’nin “sorumluluklarımızı" hatırlatan yazısı bütünlüyor. Dışta ise; gazeteci Mustafa Özcan Filistinlilere önerilen “Yol Haritası”nın akıbetini tahlil ediyor. İçinde bulunduğumuz konjonktürde Türkiye’nin "Yeni Bir Dünya" için “yol gösterici” olabileceğinin altını çizen Numan Kurtulmuş’un makalesi, adeta “ne yapmalı” sorusuna cevap teşkilediyor. Umran, değerli bilim adamı Ahmed Yüksel Özemre’nin “Rüzgâr Enerjisi”nin verimliliğini tartışan analiz yazısı; Celaleddin Vatandaş’ın “ek”te sunulan “Aile ve Şiddet” araştırması; M.Engin Noyan’la Ramazan Kayan’ın Kur’ânî duyarlılığı besleyen yazıları ile devam ediyor. Kültür-Sanat bölümünde Hasanali Yıldırım’ın deneme, Mustafa Miyasoğlu’nun seyahat üzerine yazdıkları ile Mehmet Özay’ın Malta tarihine ışık tutan makaleleri ıskalanmamalı... Yeni Umran’larda buluşmak duasıyla...

 


  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348