EDİTÖR Haziran 2004, Sayı:118, Sayfa:1
28-29 Haziran 2004 tarihinde İstanbul’da toplanacak olan NATO zirvesinde, özelde Türkiye’nin, daha genelde İslâm dünyasının, en genel anlamda da tüm dünyanın kaderini etkileyecek önemli kararların alınmasına kesin gözüyle bakılıyor. II. Dünya Savaşı sonunda dünyanın ABD-İngiltere ve Rusya arasında resmen paylaşılmasının ardından Batı blokunun askeri gücü olarak ortaya çıkan NATO, Soğuk Savaş döneminde Sovyet/Komünizm tehdidine karşı konuşlanmış, bütün askeri ve psikolojik imkanlarını “kızıl düşman”ın bertaraf edilmesi için seferber etmişti. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bir an(lam)da işlevsiz kalan NATO, dünyanın tek süper gücü ABD’nin liderliğinde yeni düşmanını belirlemekte gecikmedi. Yeni tehlikenin adı: “fundamentalizm” ve “terör" kavramlarıyla özdeşleştirilen “İslâm” yani “yeşil tehdit”ti. 1991 ve 1999’de değişen yeni NATO konsepti bunu işaret ederken, üst düzey NATO yetkilileri de açıkça yeni düşmanın “İslâm” olduğunu dillendirdiler. Ardından 11 Eylül 2001 provokasyonu düzenlenerek el-Kaide bahanesiyle Afganistan işgal edildi; sonra da kitle imha silahları masalıyla Irak işgal edildi.Şimdi, ABD İslâm’ı durdurmak, İslâm dünyasına tamamen yerleşmek için NATO’yu bir “Truva Atı” olarak kullanmayı planlıyor; bu yeni plânın adı da Büyük Ortadoğu Projesi. Ve dünya -aslan payı ABD’ye ait olmak üzere- yeniden paylaşıma açılıyor; ama yeni paylaşım ve sömürü planları, bu amaçla yapılan işgaller, katliamlar yaldızlı lâflarla cilalanıyor. Bu yeni planların, projelerin odağında yer alan Türkiye, oldukça kritik kararların arifesinde gözüküyor. ABD’nin “radikal İslâm”ı tasfiye etmek için piyasaya sürdüğü “ılımlı İslâm” projesi, “Türk modeli” adı altında Türkiye üzerinden İslâm dünyasına pazarlanmaya çalışılıyor. Türkiye bir tercihle karşı karşıya: Ya BOP’un taşeronluğuna soyunup ait olduğu İslâm âlemine karşı Amerikan çıkarlarını koruyacak ya da İslâm dünyasının kendi dinamikleri ekseninde yeniden derlenip toparlanmasına öncülük yapacak... Derginiz Umran, ABD’nin Büyük Ortadoğu’ya yerleşmek için yeni “Truva Atı” olarak gördüğü NATO ve BOP konusunu kapağına taşıyor. Umran yazarı Yıldırım Canoğlu, gazeteci Mustafa Özcan, araştırmacı Mehmet Özay’ın yazılarına ilaveten gazeteci İbrahim Karagül, siyaset yorumcusu Cevat Özkaya ve yazarımız Dilaver Demirağ’ın katıldığı açıkoturumla konu enine boyuna ele almıyor. Umran’ın Gündem bölümünde; son ayın en çok tartışılan İmam-Hatipler meselesi, Irak’ta ABD işkencesi, Filistin’de tırmanan İsrail katliamı, gibi konular yer alıyor. Kültür-Sanat bölümümüzde araştırmacı yazar Mustafa Armağan’la “Osmanlı Üzerine” yapılan röportajı kaçırmamanızı umarız. Yeni Umran’larda buluşmak duasıyla..