11 Eylül Sürecinin Teorik ve Tarihsel Temellerini Sorgulamak

Editör                                                             Mayıs 2002, Sayı: 93, Sayfa: 1

İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği katliam, vahşet ve estirdiği terör havası, 11 Eylül Süreci’nin dünyaya kan, terör ve gözyaşı düzeninden başka bir şey veremeyeceğini gösterdi: ABD, terörle mücadeleyi öncelikli strateji olarak benimsediğini söylüyordu; ancak ABD’nin İsrail terörünü durdurmak, hatta kınamak şöyle dursun, her ne suretle olursa olsun İsrail’in yanında olduğunu ilan etmesi, ABD’nin amacının terörle mücadele etmek değil, küresel / seküler hegemonyasının önündeki en büyük “engel” olarak gördüğü İslâmî direnişi etkisiz hale getirmek olduğu anlaşıldı. Özetle ABD’nin, dünyayı askerî / teknolojik militarizmle ve savaşla düzene sokmaktan başka seçenek üretemediği su yüzüne çıktı.

ABD’nin izlediği strateji, yeni bir strateji değil; kökleri Eski Roma’ya kadar giden ve adına “silahlı barış” denen; şiddete, savaşa ve şiddetin, savaşın yegane kaynağı olan paganizm biçimlerine dayanan; barışı, adaleti, düzeni hiçe sayan tahripkâr, “barbar” bir strateji. Bu yüzden Amerikan hegemonyası, Yeni Roma olarak adlandırılıyor.

Biz bu sayımızda İsrail terörünün münferit bir olay olarak ele alınamayacağı, Yeni Roma ABD’nin kurmaya çalıştığı “silahlı barış” ve “neo-paganizm düzeni”nin kaçınılmaz bir sonucu olduğu gerçeğinden yola çıkarak, özelde İsrail terörünü, genelde ise Yeni Roma ABD’nin küresel şiddet düzenini mercek altına alarak sorguluyoruz.

Yerli ve yabancı çok sayıda düşünür ve aydının özgün yazılarının yeraldığı hacimli kapak yazılarımızın “açı/lı/ş” metninde, Yusuf Kaplan, “silahlı barış ve paganizm düzeni”nin tarihsel arkaplanını analiz ediyor ve buradan yola çıkarak dünyamızın geleceğine ve bu süreçte İslâm’ın imkânlarına ilişkin ufuk ve zihin açıcı gözlemler yapıyor. Edward Hermann asıl şer ekseninin Washington şer ekseni olduğunu örneklerle gözler önüne seriyor. Mustafa Aydın, Dilaver Demirağ, Mehmet Doğan, Mustafa Everdi, Richard Falk, David Goodhard küresel sistemin ve Yahudilik ideolojisinin sonuçlarını yetkin bir dille analiz ediyorlar. Umran Araştırma Grubu, Filistin sorununun tarihsel uğrak ve dönüm noktalarını Umran-Ek’te mimliyor.

Bu sayımızda Roger Garaudy, Hüsnü Mahli ve Şemseddin Özdemir’le yaptığımız konuşmalar, küresel şiddet ve terör düzeninin mantığını çözmemize yardımcı olacak düşünceler ve analizler içeriyor.

Gündem sayfalarımızda Filistin sorununa ilişkin son gelişmeleri, Fransa’daki seçimleri, Türkiye’deki siyasi zorbalık / komitacılık zihniyetinin son örneklerini değerlendiren röportaj ve analiz yazılarımız yer alıyor.

Kültür-Sanat sayfalarımızda Hasanali Yıldırım, edebiyatın sorunları üzerine imajinatif bir dille düşünmeye devam ediyor: Yıldırım, edebiyatta anlam ve anlatımın meselelerini tartışmayı gelecek sayılarımızda da sürdürecek.

Haziran sayımızda din-dışı kutsallıklar ekseninde futbol paganizmini masaya yatıracağımızı hatırlatarak katkılarınızı  bekliyoruz.

Daha dolu, daha heyecanlı ve daha özgün yeni Umran’larda buluşmak dileğiyle...


  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348
  • Sayı: 347
  • Sayı: 346
  • Sayı: 345
  • Sayı: 344