“Muhalefet Dili”nden “İktidar Dili”ne

 

Ümran'm geçen sayısında başlattığımız, “İslâmî modelcin
yeniden inşâsını istihdaf eden bir “iktidar dili”
oluşturma gerekliliği etrafındaki tartışma, bu ay da yeni
ve farklı yaklaşımlarla devam ediyor.
Geçen sayımızda yer alan ve bu sayımızda da(52. sayfa)
yinelediğimiz “Soruşturma”nın çerçevesini belirleyen
soru, ‘efrâdını câmi, ağyarını mâni’ bir tanımlama iddiası
taşımasa da “İslâmî model”, “muhalefet dili”, “iktidar dili”,
“din dili” vb. kavramsallaş tırmalar etrafında verimli bir
münazara ve müzakere sürecini başlatacak kışkırtıcı öğeler
taşıması itibariyle umduğumuz yararlı sonuçlan hasıl
edeceğe benziyor. Ümran’in Mayıs ve Haziran sayılarında
yer verdiğimiz gerek soruşturma kapsamındaki yazıların,
gerekse sözkonusu soruya değgin makalelerin, “hayata Islâm’ın
rengini vermek” anlamındaki “iktidar” çabalarına
ve bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bir “iktidar dili”
nin oluşturulmasına önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz.
Soru’da sözünü ettiğimiz “muhalefet/eleştiri
dili” alışkanlığının “sorV’nun bizzat kendisine takılarak
aslî “soruncun halline ilişkin açılımları ve çözüm önerilerini
ıskalamaya medâr olmaması temennisiyle, İslâmî
-duvarlılığa-sahip-kalemkrden ufuk acıcı üretimler beklediğimizi
ve Ümran sayfalarının bu minvâldeki yazılara
açık olduğunu da belirtmek istiyoruz.
Başlattığımız tartışma çerçevesinde değerli fikir ve
hareket adamlarımızın ortaya koydukları “İslâmî model”
ya da “modeller”in “tedricen” inşâsında, “al<âid”e mi,
“tasavvurun inşâsı”m mı, “İslâm/Kur’ân dilinin edinilmesi”
n t mi, “yeni içtihadlar”a mı, “hangi İslâm?”
sorusuna mı, yoksa “hangi Müslüman?” sorusuna mı,
“model öncüler” yetiştirmeye mi... öncelik verilmesi gerektiğine
ilişkin tesbit ve teklifleri, inanıyoruz ki, İslâm’ı
hayata hakim kılma çabalarını sahih ve sağlıklı bir mecrâya
sokacaktır. Bu vesileyle, dosyamıza derinlikli makaleleri
ve cevâbî yazılarıyla katkıda bulunan yazarlarımıza
teşekkür ediyoruz.
Sözünü ettiğimiz çabalara farklı bir boyut ve zenginlik
kazandıran Ali Şeriati’nin nefis bir metnini de ayrıca vurgulamakta
yarar var: İkbâl’de Yeniden Yapılanma/İnşâ.
Bir klasik haline gelen Umran/ek'te ise; sadece Türkiye’nin
değil tüm dünya ülkelerinin geleceğini yalcından
ilgilendiren önemli bir gelişmeye ışık tutan bir analiz yer
alıyor: BM Güvenlik Konseyi’nin İflası.
İbrahim Karagül, Ahmet Rıdvan’ın yazıları ve Fehmi
Koru’yla röportajın yer aldığı Qündem bölümümüz;
D.Mehmet Doğan’m analiz yazısı; A.Cemil Ertunç ve
Engin Noyan’m metinlerinden oluşan Yaşayan İslâm
bölümümüz ve Hasanali Yıldırım, Murat Çelik, Mustafa
Miyasoğlu, Serdar Tabanoğlu, Lütfiü Şehsuvaroğlu ve diğer
imzaların yer aldığı Kültür-Sanat bölümümüz her zamanki
gibi yine canlı ve renkli.
Yeni Ümranlarda buluşmak duasıyla.

 

EDİTÖR                                                           Haziran 2003, Sayı:106, Sayfa:1

Umran'ın geçen sayısında başlattığımız, “İslâmî model"in yeniden inşâsını istihdaf eden bir “iktidar dili” oluşturma gerekliliği etrafındaki tartışma, bu ay da yeni ve farklı yaklaşımlarla devam ediyor. Geçen sayımızda yer alan ve bu sayımızda da (52. sayfa) yinelediğimiz “Soruşturma”nın çerçevesini belirleyen soru, ‘efrâdını câmi, ağyarını mâni’ bir tanımlama iddiası taşımasa da “İslâmî model”, “muhalefet dili”, “iktidar dili”, “din dili” vb. kavramsallaştırmalar etrafında verimli bir münazara ve müzakere sürecini başlatacak kışkırtıcı öğeler taşıması itibariyle umduğumuz yararlı sonuçları hasıl edeceğe benziyor. Umran’ın Mayıs ve Haziran sayılarında yer verdiğimiz gerek soruşturma kapsamındaki yazıların, gerekse sözkonusu soruya değgin makalelerin, “hayata İslâm’ın rengini vermek” anlamındaki “iktidar” çabalarına ve bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bir “iktidar dili”nin oluşturulmasına önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Soru’da sözünü ettiğimiz “muhalefet/eleştiri dili” alışkanlığının “soru"nun bizzat kendisine takılarak aslî “soruncun halline ilişkin açılımları ve çözüm önerilerini ıskalamaya medâr olmaması temennisiyle, İslâmî duyarlılığa sahip kalemlerden ufuk açıcı üretimler beklediğimizi ve Umran sayfalarının bu minvâldeki yazılara açık olduğunu da belirtmek istiyoruz. Başlattığımız tartışma çerçevesinde değerli fikir ve hareket adamlarımızın ortaya koydukları “İslâmî model” ya da “modeller”in “tedricen” inşâsında, “akâid”e mi, “tasavvurun inşâsı”na mı, “İslâm/Kur’ân dilinin edinilmesi”ne mi, “yeni içtihadlar”a mı, “hangi İslâm?”sorusuna mı, yoksa “hangi Müslüman?” sorusuna mı, “model öncüler” yetiştirmeye mi... öncelik verilmesi gerektiğine ilişkin tesbit ve teklifleri, inanıyoruz ki, İslâm’ı hayata hakim kılma çabalarını sahih ve sağlıklı bir mecrâya sokacaktır. Bu vesileyle, dosyamıza derinlikli makaleleri ve cevâbî yazılarıyla katkıda bulunan yazarlarımıza teşekkür ediyoruz. Sözünü ettiğimiz çabalara farklı bir boyut ve zenginlik kazandıran Ali Şeriati’nin nefis bir metnini de ayrıca vurgulamakta yarar var: İkbâl’de Yeniden Yapılanma/İnşâ. Bir klasik haline gelen Umran/ek'te ise; sadece Türkiye’nin değil tüm dünya ülkelerinin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir gelişmeye ışık tutan bir analiz yeralıyor: BM Güvenlik Konseyi’nin İflası. İbrahim Karagül, Ahmet Rıdvan’ın yazıları ve Fehmi Koru’yla röportajın yer aldığı Gündem bölümümüz; D.Mehmet Doğan’ın analiz yazısı; A. Cemil Ertunç ve Engin Noyan’ın metinlerinden oluşan Yaşayan İslâm bölümümüz ve Hasanali Yıldırım, Murat Çelik, Mustafa Miyasoğlu, Serdar Tabanoğlu, Lütfiü Şehsuvaroğlu ve diğer imzaların yer aldığı Kültür-Sanat bölümümüz her zamanki gibi yine canlı ve renkli. Yeni Umranlarda buluşmak duasıyla.

 


  • Sayı: 364
  • Sayı: 363
  • Sayı: 362
  • Sayı: 361
  • Sayı: 360
  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353