EDİTÖR Mayıs-Haziran 1995, Sayı:25, Sayfa:2
Değerli okuyucularımız, Dergimizin yeni bir sayısıyla daha sizleri selamlamaktan mutluluk duyarız. Geçen sayımızda adeta kililik gibi yüzyılımızın gündeminiş meşgul eden bir konuyu ele aldıktan sonra; yine ülkemizde ve dünyada sürekli konuşulan, çözüm önerileri getirilen, bildirge ve anlaşma/sözleşmelere konu olan, fakat bir türlü problem olmaktan çıkarılamayan bir diğer konuyu, insan haklarını irdeliyoruz. Kavramsal olarak Batı'nın kendi tarihsel macera ve tecrübesinin bir ürünü olan insan hakları, bugün kendi emperyalist sistemini dünyanın geri kalan kısmına teşmil etmeye çalışan Batı'nın serbest piyasa ekonomisi ve demokrasi ile birlikte üçüncü dünya ülkelerine yönelik bir baskı vasıtası konumunda. Sisteme muhalif ülkeler için insan hakları ve demokrasi birer "demoklesin kılıcı". Ancak gerek dünyada, gerekse ülkemizde insanca yaşanabilecek bir ortamdan mahrum bulunma anlamında bir insan hakalrı problemi bulunduğu da muhakkak. Her yeni doğan çocuk açlıkla sefaletle pençeleşen, kan ve barut kokan bu dünayaya gözlerini açıyor. Ve konuya ilişlkin ilan edilen bildirgelere, imzalanan uluslararası anlaşma ve sözleşmelere rağmen sorun gün geçtikçe büyüyor, farklı boyutlar kazanıyor. Bu sayımızda bunun niçin böyle olduğu sorusuna cevap aramaya çalıştık, insan haklarına müslümanca bir yaklaşımın nasıl olabileceği üzerinde durduk. İslam'da insan jhakları konusuna özellikle bireyin mükellefiyetlerini vurgulayarak eğilmek gerektiği hususunu işleyen Abdullah Yıldız'ın incelemesini, konuyu Batı'daki tarihsel macerası açısından ele alan Mesut Karaşahan'ın açıklamasını ve Kahramanmaraş milletvekili Sayın Recep kırış ile ülkemizde ve dünyadaki gelişmeler üzerine yaptığımız söyleşiyi, Savaş Yaylı ve Ekrem Sarıoğlu'nun değerlendirmeleriyle Yavuz Petek'in yaptığı çeviriyi ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Prof. Dr. Burhanettin Can'ın temiz toplum konusuna Kur'anî bakışlar getiren geniş incelemesini yayınlamay bu sayımızda da devam ediyoruz. Ayrıca sizlere büyük mütefekkir Roger Garaudy'den bir çeviriyi arkadaşımız Kemalettin Kaplan'ın Türkçesiyle sunmaktan da mutluyuz. Garaudy'nin makalesi, İslam'ın çağdaş dünyaya nasıl bir kurtuluş ümidi olabileceği, bunun için müslümanların İslam'ı ve Kur'an'ı anlamada nasıl metodolojiye sahip olmaları gerektiği konularında ciddi tespitleri dikkatimize sunuyor. Yine bu sayımızda Abdülkadir Karaman ve Mehmet Belenkuyu'nun Batı'yı tartışan incelemelerini bulabilirsiniz. Türkiye sayfamızda Kuzey Irak operasyonuna ilişkin bir değerlendirmeyi, dünya sayfamızda ise Sudan İslami hareketinin lideri Hasan el-Turabi ile yapılmış bir söyleşiyi okuyabilirsiniz. Umran'ın yeni bir sayısıyla buluşmak dileğiyle, Selam ve Sevgiler.