Umran'dan

 

ilk Müslüman Türk devleti Karahanlılar’ın ünlü siyaset bilgesi Yusuf Has
Hacip, “Kutadgu B ilig ” (Mutluluk Veren Bilgi) isimli eserinde şöyle der:
“K am ın su gibidir;
Z u lüm ise ateş g ib i...”
Sözünün devamında zulüm ateşinin herşeyi yakıp yıktığını vurgulayan
siyaset bilgemiz; “sen berrak su a k ıttın ve ateş sö n d ü ” diye ilave ederek adaletin,
barışın ve mutluluğun sırrını verir.
Yaklaşık bin yıl öncesine ait olan bu tesbit ve tavsiye, Orta-Asya’dan Anadolu’ya
ve bugüne uzanan tarih çizgimizde anlamını ve güncelliğini koruyor.
Zulüm ve haksızlık yangınında mutluluğunu kaybeden insanımızın, özellikle
de bu yangından birinci derecede sorumlu olan yönetici/aydın kesimin,
“Mutluluk Veren Bilgi”lere daha bir muhtaç hale geldiği kanaatindeyiz.
“Zulüm” kavramının anlam sahasına giren her türlü olumsuzluğun
(adaletsizlilc, basla, dayatma, vurgun, soygun, talan, yalan...) ayyuka çıktığı ve
herşeyin alt-üst olduğu bir ortamda, ‘berrak su’ gibi insani/fıtri kanunlarla
milletimizin öz-benliğine uygun, hakkı ve adaleti ayakta tutan hukuk kurallarının
“üstünlüğü”ne olan ihtiyacın kesinliğinden söz ediyoruz. Ve halkının
mutluluğunu gerçekten arzulayan vicdanlara, Yusuf Has Hacip’ten esinlenerek
şunu tavsiye ediyoruz: Ortalığı adeta bir yangın yerine çeviren dayatmacı,
yasakçı, totaliter yönetim anlayışı, milleti iyiden iyiye daraltıp bunaltmış
bulunuyor; anketler, araştırmalar insanımızın ‘patlama noktası’na geldiğini
gösteriyor. Geliniz, bu ‘zulüm a te şin i söndürecek, ‘berrak su gibi âdil, fıtrî,
evrensel hukuk kurallarını, hakkı ve adaleti hep birlikte ikâme edelim.
Ümran/e/c’te tam metnini yayımladığımız beyanatında, Sayın Kâmran
in a n m ‘çığlığı’na kulak vermenin ve onun “çarpık gidiş” diye isimlendirdiği
kokuşmuşluğa ‘d u r’ demenin zamanı gelmedi mi? Yazarımız M. Emin Göksu’n
u n “yeniden yapılanma” zaruretine vurgu yapan yazısında belirttiği gibi,
artık bu millete ‘dar gelen, ‘paçaları dizde, kollan dirsekte’ kalan, düğmeleri
tutmayan bu ‘elbise’yi değiştirmenin zamanı çoktan geçmedi mi?
Bu sayımızda, kıymetli görüşlerine başvurduğumuz BBP Başkanı Sayın
M uhsin Yazıcıoğlu, gazeteci-yazar Sayın Fehmi Koru, ve Erzincan eski valisi
Sayın Recep Yazıcıoğlu nun üzerinde ittifak ettikleri konu da “yeniden yapılanma”
ihtiyacı: Türkiye’nin 1 kendi ürettiği sorunlar h\ boğuştuğunu, bu nedenle
içte ve dışta tıkandığını, hatta ‘dibe vurm a noktasına geldiğini hatırlatan
fikir ve siyaset adamlarımız, “insan hakları” ve “hukukun üstünlüğü”nü
sağlamadan, adalet ve özgürlük temeline dayalı bir sıçrama gerçekleştirmeden
bu kaostan kurtulmanın mümkün olmadığı noktasında birleşiyorlar.
Ümran, ayrıca eğitimci Sayın Sıtkı Abdullahoğlu ve Sayın Dr. Kerim Buladı
nm, mevcut eğitim sistemini sorgulayarak alternatif bir eğitim modeli inşa
etmeye dönük mesajlar sunan yazılarıyla, Sayın Prof. Dr. A hnıed Yüksel
Özemre nin ‘kutsal’, ‘din’ ve ‘devlet’ kavramlarını derinlemesine inceleyen değerli
araştırmasını sunuyor. Dergimiz, “Gökkubbe” gibi yeni sayfaları, alışık
olduğunuz bölümleri ve imzaları ile devam ediyor.
Selam ve sevgilerle.

 

EDİTÖR                                                  Ekim 2000, Sayı:74, Sayfa:1

ilk Müslüman Türk devleti Karahanlılar’ın ünlü siyaset bilgesi Yusuf Has Hacip, “Kutadgu Bilig” (Mutluluk Veren Bilgi) isimli eserinde şöyle der: “Kanın su gibidir; Zulüm ise ateş gibi...” Sözünün devamında zulüm ateşinin herşeyi yakıp yıktığını vurgulayan siyaset bilgemiz; “sen berrak su akıttın ve ateş söndü” diye ilave ederek adaletin, barışın ve mutluluğun sırrını verir. Yaklaşık bin yıl öncesine ait olan bu tesbit ve tavsiye, Orta-Asya’dan Anadolu’ya ve bugüne uzanan tarih çizgimizde anlamını ve güncelliğini koruyor. Zulüm ve haksızlık yangınında mutluluğunu kaybeden insanımızın, özelliklede bu yangından birinci derecede sorumlu olan yönetici/aydın kesimin, “Mutluluk Veren Bilgi”lere daha bir muhtaç hale geldiği kanaatindeyiz. “Zulüm” kavramının anlam sahasına giren her türlü olumsuzluğun (adaletsizlik, baskı, dayatma, vurgun, soygun, talan, yalan...) ayyuka çıktığı ve herşeyin alt-üst olduğu bir ortamda, ‘berrak su’ gibi insani/fıtri kanunlarla milletimizin öz-benliğine uygun, hakkı ve adaleti ayakta tutan hukuk kurallarının“üstünlüğü”ne olan ihtiyacın kesinliğinden söz ediyoruz. Ve halkının mutluluğunu gerçekten arzulayan vicdanlara, Yusuf Has Hacip’ten esinlenerek şunu tavsiye ediyoruz: Ortalığı adeta bir yangın yerine çeviren dayatmacı, yasakçı, totaliter yönetim anlayışı, milleti iyiden iyiye daraltıp bunaltmış bulunuyor; anketler, araştırmalar insanımızın ‘patlama noktası’na geldiğini gösteriyor. Geliniz, bu ‘zulüm ateşini söndürecek, ‘berrak su gibi âdil, fıtrî, evrensel hukuk kurallarını, hakkı ve adaleti hep birlikte ikâme edelim. Umran/ek’te tam metnini yayımladığımız beyanatında, Sayın Kâmran İnan'ın ‘çığlığı’na kulak vermenin ve onun “çarpık gidiş” diye isimlendirdiği kokuşmuşluğa ‘dur’ demenin zamanı gelmedi mi? Yazarımız M. Emin Göksu’nun “yeniden yapılanma” zaruretine vurgu yapan yazısında belirttiği gibi, artık bu millete ‘dar gelen', ‘paçaları dizde, kollan dirsekte’ kalan, düğmeleri tutmayan bu ‘elbise’yi değiştirmenin zamanı çoktan geçmedi mi? Bu sayımızda, kıymetli görüşlerine başvurduğumuz BBP Başkanı Sayın Muhsin Yazıcıoğlu, gazeteci-yazar Sayın Fehmi Koru, ve Erzincan eski valisi Sayın Recep Yazıcıoğlu'nun üzerinde ittifak ettikleri konu da “yeniden yapılanma” ihtiyacı: Türkiye’nin 'kendi ürettiği sorunlar'la boğuştuğunu, bu nedenle içte ve dışta tıkandığını, hatta ‘dibe vurma' noktasına geldiğini hatırlatan fikir ve siyaset adamlarımız, “insan hakları” ve “hukukun üstünlüğü”nü sağlamadan, adalet ve özgürlük temeline dayalı bir sıçrama gerçekleştirmeden bu kaostan kurtulmanın mümkün olmadığı noktasında birleşiyorlar. Umran, ayrıca eğitimci Sayın Sıtkı Abdullahoğlu ve Sayın Dr. Kerim Buladın'ın, mevcut eğitim sistemini sorgulayarak alternatif bir eğitim modeli inşa etmeye dönük mesajlar sunan yazılarıyla, Sayın Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre'nin ‘kutsal’, ‘din’ ve ‘devlet’ kavramlarını derinlemesine inceleyen değerli araştırmasını sunuyor. Dergimiz, “Gökkubbe” gibi yeni sayfaları, alışıkolduğunuz bölümleri ve imzaları ile devam ediyor. Selam ve sevgilerle.

 


  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348