Editör                                                              Ocak 2003, Sayı: 101, Sayfa: 3

11 Eylül sonrasında geliştirdiği "terörizmle savaş" söylemini dünya imparatorluğu hedefine ulaşmak için bir "meşruiyet kılıfı" olarak kullanan ABD Afganistan’dan sonra şİmdi de Irak’ı istilaya hazılanıyor. Dünyayı "takmayan";

 BM kararına veya NATO kararına ihtiyaç bile duymayan Amerikan yönetimi Saddam’ın "kitle imha silahlarını" bahane ederek istila hazırlıklarını hızla sürdürüyor ve müdahale için artık gün sayıyor.

ABD’nin Irak’a yonelik "kirli saldırı"sını İngiltere ve İsrail'in dışında destekleyen yok. Irak’ıişal planını Türkiye üzerinden uygulamaya koymak isteyen Amerikan yönetimi ülkemiz uzerindeki baskılarını artırıyor. AK Parti iktidarı ciddi bir sınavdan geçiyor.

Oniki yıl önce Amerika’nın "Kuveyt'i kurtarma"(!) operasyonunda Türkiye’nin uğadığı ekonomik zararların yansımaları hâlâ devam ederken yeni bir savaşın Türkiye’yi nasıl bir sıkıntıya sokacağı ortada. Üstelik, 1990 savaşında çoğu Arap ülkesi ABD’ye destek vermişken şimdi hiçbiri ABD’nin yanında değl; şayet Türkiye böyle bir işgalde "suç ortağı" olursa, bu takdirde tüm İslam dünyasıyla köprüleri atmış ve İsrail’in kucağıa düşmüş olacaktır, ki bu AKP’nin de Turkiye’nin de intiharı olur. AKP yönetimi, bütün gücünü böyle bir "kirli saldırı"yı önlemek için diplomatik çaba harcamaya hasretmelidir.

Kaldı ki ABD yönetimini deruhte eden petrol ve enerji kartellerinin ve İsrail lobisinin dışında savaş isteyen de yok!

Bu yüzden dünyada ve Türkiye’de "savaşa hayır!" sesleri daha bir gür çıkmalı ve bir avuç sömürgeci çıkar grubunun kirli emelleri uğruna binlerce masum insanın, müslümanın kanının dökülmesine müsaade edilmemelidir.

O halde "savaşa hayır!", "işgale hayır!", "istilaya hayır!"...

yorumlarıyla tanıdığınız Dr. Hüsnü Mahalli, Abdurrahman Dilipak, Cevat Özkaya ve İbrahim Karagül ABD’nin olası Irak saldırısını bu açıdan değerlendiriyorlar. Ayrıca ünlü düşünür J. Habermas, ABD’nin İrak politikasına köklü eleştiriler getiriyor.

Bu bağlamda

The Atlantic Monthly’nin Ocak sayısındaki C. A.Kupchan’ın “Batının Sonu” isimli sarsıcı makalesinin Yusuf Kaplan’ın nefis çevirisiyle Umran'da aynı anda yayınlandığını hatırlatır, bu yazıyı mutlaka okumanızı öneririz.

Son haftaların diğer önemli gündem maddesi olan Kıbrıs konusunda da Türkiye tam anlamıyla bir kritik eşikte bulunuyor. Annan Planı kafalarda ciddi soru işaretleri uyandırıyor. Bu nedenle planın tam metnini ek sunarken D. Mehmet Doğan’ın analizine ve değerli Kıbrıslı aydın Işılay Arkan’ın ‘içeriden’ yaptığı değerlendirmelere yer verdik.

Derin Analiz’de bu ay Ahmed Yüksel Özemre ve Ahmed Bayülken’in Türkiye’nin Nükleer Enerjiye Geçiş Felsefesini temellendiren tebliğleri yer alıyor.

Ocak sayımız, M. Akif Ak, Hayrettin Oğuz ve Dilaver Demirağ’ın düşünce yazılarından oluşn AB ve İslam dosyası, Engin Noyan'ın Kur'an Günlüğü ve Kültür-Sanat sayfalarıyla devam ediyor.