YÖK Üzerinden Psikolojik Savaş, Ramazan ve Aliya...

Editör                                                            Kasım 2003, Sayı: 111, Sayfa: 1

Son yıllarda hemen her Ramazan’da tanık olduğumuz türden bir sinsi kampanya, yine aynı mihraklar tarafından bu Ramazan’da da tezgahlanıyor. YÖK ve bazı üniversite rektörlerinin saltanatlarını korumak uğruna AK Parti hükümetine karşı verdikleri çıkar mücadelesini bir “rejim meselesi” haline getirerek, “irtica” yaygaraları ve “ordu göreve” pankartları eşliğinde 28 Şubat’ı  tekrar “hortlatmaya” yönelik bu psikolojik savaş kampanyası, ülkeyi yeniden destabilize etmeye aday görünüyor. İmam-Hatip lisesi mezunlarına üniversite yolunu açmamak ve başörtü yasağını (tanımı kendilerinden menkul ‘kamusal alan’ kamuflajıyla) yeni alanlara taşımak sûretiyle Türkiye’de İslâm’ı geriletme gayreti içinde bulunanlar, aynı zamanda bu kampanya ile, Ramazan’da had safhaya çıkan İslâmî duyarlılığı azaltmayı da hedeflemiş gibiler.

Ama siz, kara cüppelilere, kara kalplilere, Ramazan heyecanınızı ‘zehir etmek’ isteyenlere inat, duyarlılığınızı kaybetmeyin ve bu kutlu ayın rahmet ve bereket iklimini doya doya yaşayın, yaşatın. Kur’ân’ı tekrar tekrar okuyarak imanınızı tazeleyin; onun rehberliğinde kimliğinizi, kişiliğinizi ve İslamî hayatınızı yeniden inşâ edin. Oruçlarınızı ve namazlarınızı Allah’a has kılarak, sabrı ve merhameti yaşayarak, yoksulu ve yetimi doyurarak “sarp yokuşu” / “Aqabe”yi aşma mücadelesi verin.

Ellerinden gelse sizi bir kaşık suda boğmak isteyenler; sizin sırf Allah rızası için yaptığınız infakları, aç insanları doyurma çabanızı, rahmet arayışınızı, irade sınavınızı, ibadet aşkınızı, aqabe’yi aşma cehdinizi.. anlayamazlar.

Onlar geçen ay Dâr-ı Bekâ’ya uğurladığımız Aliya’yı da an(la)madılar… Halkı, hakkı ve hakikati tanımayanlar; îmânı, İslâmı, ihsânı bilmeyenler onun destansı mücadelesini idrak edebilirler mi? “Ey teslimiyet, senin adın İslâm’dır” diyen bir “kalb-i selîm” sahibinin, bir “bilge kral”ın çağdaş Haçlı kudurganlığına karşı toplumunu nasıl yeniden ayağa kaldırabildiğini marazlı kalpler kavrayabilir mi? Hele, Aliya’nın cenazesinde yüzbinlerin hep bir ağızdan getirdiği tekbîrin ifade ettiği anlamı?!..

Umran, Ramazan iklimini doyasıya soluduğumuz bu ayda, YÖK üzerinden yürütülen “Psikolojik Savaş”ı kapak konusu yapıyor. Yıldırım Canoğlu ve M.Emin Göksu’nun yazıları sözkonusu psikolojik savaşın arkaplanını sorgularken; Mustafa Erdoğan ve Ahmed Yüksel Özemre mevcut eğitim-üniversite ve YÖK sistemine köklü eleştiriler ve öneriler getiriyor. Yine bu çerçevede Remzi Çevik mevcut YÖK yapılanmasını irdelerken; Cafer Marangoz, çeşitli ülkelerin yüksek öğretim sistemlerini de inceleyerek YÖK’e ilişkin kapsamlı alternatif öneriler sunuyor. Ayrıca YÖK dosyası bağlamında konuyla yakında ilgilenen değerli bilim ve siyaset adamlarımızdan da görüşler aldık. Umran/ek ise YÖK yolsuzluklarını belgeliyor.

Bu kapsamlı dosyanın yanında Ramazan iklimi ve Aliya’nın Ardından dosyalarını da imkan dahilinde geniş ve zengin tutmaya çalıştık. Bu durum ister istemez Gündem ve Kültür-Sanat sayfalarımızı sınırlamayı gerektirdi.

Yeni Umranlarda buluşmak dileğimizi yinelerken; tüm okurlarımızın ve İslâm ümmetinin Ramazan ayını, Kadir Gecesini ve Ramazan Bayramını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederiz.


  • Sayı: 364
  • Sayı: 363
  • Sayı: 362
  • Sayı: 361
  • Sayı: 360
  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353