Her bak›mdan ilginç bir ülkede yafl›yoruz: Güzelliklerine,
imkanlar›na, potansiyellerine, zenginliklerine, birikimlerine…
inat; çeliflkilerin, korkular›n, aymazl›klar›n, ihmallerin,
ihanetlerin… elini-kolunu ba¤lad›¤› bir tezatlar ülkesi: Türkiye…
Son iki as›rl›k süreçte halk›na ve halk›n›n manevi de¤erlerine
gittikçe yabanc›laflan Bat›c› oligarflik az›nl›¤›n “ötekileflfltirip”
ensesinde boza piflirdi¤i, yukar›dan afla¤› dayatt›¤›
“toplum mühendisli¤i” projeleriyle flaflk›na çevirdi¤i, kimliksizlefltirdi¤
i Türkiye insan›…
Yönetici elitin müzmin laikçi paranoyak tutumuyla sürekli
“irtica” yaygaralar› kopard›¤›, “kamusal (y)alan” aldatmacas›
yla din ve vicdan özgürlü¤ünü alabildi¤ine k›s›tlad›¤›,
din’le ve dindar’la inatlaflarak baflörtüsü yasa¤›n› ›srarla
sürdürdü¤ü, ‹HL ve Kur’ân kursu düflmanl›¤›n› ayyuka ç›kard›¤›
garip bir ‘‹slâm ülkesi’…
fiirkin ve küfrün her türlü sald›r›lar›na, misyoner propagandalar›
na maruz b›rak›lan, i¤renç ve ahlaks›z pop-star kültürüne,
tele-vole programlar›na emanet edilen zavall› bir
gençlik…
Y›llar y›l› bizzat devlet eliyle, kokuflmufl Bat› tipi yaflam
tarz›n› benimsemeye zorlanan, bir avuç mutlu az›nl›¤›n bir
eli ya¤da - bir eli balda yaflam standard›na karfl›n en alt gelir
düzeyindeki insanlar›n›n çöp bidonlar›ndan yiyecek toplad›-
¤› çilekeflfl bir halk…
Ve bu çeliflkiler ve korkular ülkesinde ‘muhafazakâr’ AK
Parti iktidar›: O da bu tezatlar ülkesinde muktedir olmak ya
da olamamak gibi derin bir ikilemle karfl› karfl›ya. Halk›n büyük
ço¤unlu¤unun teveccühüne mazhar olman›n verdi¤i rehavetle
ve neredeyse AB’den müzakere tarihi almaya endeksli
politikalar› ile flaflk›nca kendi bindi¤i dal› kesebiliyor.
Alelacele AB’ye uyum yasalar› ç›karaca¤›m derken; yeni
TCK tasar›s›yla okula baflörtülü giden, çocuklara Kur’ân ö¤-
reten vatandafl›na 1 ilâ 3 y›l aras›nda hapis cezalar› getirebiliyor.
Oy ald›¤› taban› hiç dikkate almadan, sistemin “derin
sahipleri”ne kendini kan›tlamaya yönelik anlams›z ve flafl›rt›
c› beyanlarda, davran›fllarda, uygulamalarda bulunabiliyor…
Bu arada, tezatlar ülkesi Türkiye’nin inatla uygulad›¤›
kendi de¤erleriyle çeliflen baflörtüsü yasa¤›n›, A‹HM onaylarken
Avrupa ‹nsan Haklar› ‹zleme Komitesi haks›z bulabiliyor;
böylece bir baflka ikilem de burada yaflan›yor.
Derginiz Umran, Türkiye’nin yaflad›¤› ve yaflatt›¤› iflbu
çeliflkileri ve korkular› ele al›yor elinizdeki say›s›nda. Metin
Alpaslan, Muammer Yalç›n, Raflflid el-Gannuflfli, Cevdet Said,
Jean Baudrillard’›n yaz› ve görüfllerinden oluflan “Türkiye:
Çeliflkiler ve Korkular” konulu ‘Kapak’ dosyas›n›; ‘Gündem’
bölümünde Atasoy Müftüo¤lu, Abdullah Y›ld›z, Abbas
Pirimo¤lu, As›m Öz ve M.Emin Gerger’in yaz›lar› bu
eksendeki yorumlar›yla tamaml›yor.
Umran’›n ‘Analiz’ bölümündeki Selçuk Kütük’ün ‘ak›l’
üzerine, Ahmet Da¤’›n ‘Müslümanlar›n gidiflât›’ üzerine yapt›
klar› derinlikli tahlillerle Vahdeddin Iflfl›k’›n Tutanak’›n› ve
Nureddin Özcan’›n ‘Daha Derinlere’ uzanan yaz›s›n› kaç›rmaman›
z› öneriyoruz.
Umran, al›fl›k oldu¤unuz bölümler ve yaz›larla devam
ediyor.
Yeni Umranlarda buluflmak duas›yla.
EDİTÖR Ağustos 2004, Sayı:120, Sayfa:1
Her bakımdan ilginç bir ülkede yaşıyoruz: Güzelliklerine, imkanlarına, potansiyellerine, zenginliklerine, birikimlerine… inat; çelişkilerin, korkuların, aymazlıkların, ihmallerin, ihanetlerin… elini-kolunu bağladığı bir tezatlar ülkesi: Türkiye… Son iki asırlık süreçte halkına ve halkının manevi değerlerine gittikçe yabancılaşan Batıcı oligarşik azınlığın “ötekileştirip” ensesinde boza pişirdiği, yukarıdan aşağı dayattığı “toplum mühendisliği” projeleriyle şaşkına çevirdiği, kimliksizleştirdiği Türkiye insanı… Yönetici elitin müzmin laikçi paranoyak tutumuyla sürekli “irtica” yaygaraları kopardığı, “kamusal (y)alan” aldatmacasıyla din ve vicdan özgürlüğünü alabildiğine kısıtladığı,din’le ve dindar’la inatlaşarak başörtüsü yasağını ısrarla sürdürdüğü, İHL ve Kur’ân kursu düşmanlığını ayyuka çıkardığı garip bir ‘İslâm ülkesi’… Şirkin ve küfrün her türlü saldırılarına, misyoner propagandalarına maruz bırakılan, iğrenç ve ahlaksız popstar kültürüne, televole programlarına emanet edilen zavallı bir gençlik…Yıllar yılı bizzat devlet eliyle, kokuşmuş Batı tipi yaşam tarzını benimsemeye zorlanan, bir avuç mutlu azınlığın bir eli yağda - bir eli balda yaşam standardına karşın en alt gelir düzeyindeki insanlarının çöp bidonlarından yiyecek topladığı çilekeş bir halk… Ve bu çelişkiler ve korkular ülkesinde ‘muhafazakâr’ AK Parti iktidarı: O da bu tezatlar ülkesinde muktedir olmak yada olamamak gibi derin bir ikilemle karşı karşıya. Halkın büyük çoğunluğunun teveccühüne mazhar olmanın verdiği rehavetle ve neredeyse AB’den müzakere tarihi almaya endeksli politikaları ile şaşkınca kendi bindiği dalı kesebiliyor. Alelacele AB’ye uyum yasaları çıkaracağım derken; yeni TCK tasarısıyla okula başörtülü giden, çocuklara Kur’ân öğreten vatandaşına 1 ilâ 3 yıl arasında hapis cezaları getirebiliyor. Oy aldığı tabanı hiç dikkate almadan, sistemin “derin sahipleri”ne kendini kanıtlamaya yönelik anlamsız ve şaşırtıcı beyanlarda, davranışlarda, uygulamalarda bulunabiliyor… Bu arada, tezatlar ülkesi Türkiye’nin inatla uyguladığı kendi değerleriyle çelişen başörtüsü yasağını, AİHM onaylarken Avrupa İnsan Hakları izleme Komitesi haksız bulabiliyor; böylece bir başka ikilem de burada yaşanıyor. Derginiz Umran, Türkiye’nin yaşadığı ve yaşattığı iş bu çelişkileri ve korkuları ele alıyor elinizdeki sayısında. Metin Alpaslan, Muammer Yalçın, Raşid el-Gannuşi, Cevdet Said, Jean Baudrillard’ın yazı ve görüşlerinden oluşan “Türkiye: Çelişkiler ve Korkular” konulu ‘Kapak’ dosyasını; ‘Gündem’ bölümünde Atasoy Müftüoğlu, Abdullah Yıldız, Abbas Pirimoğlu, Asım Öz ve M. Emin Gerger’in yazıları bu eksendeki yorumlarıyla tamamlıyor. Umran’ın ‘Analiz’ bölümündeki Selçuk Kütük’ün ‘akıl’ üzerine, Ahmet Dağ’ın ‘Müslümanların gidişâtı’ üzerine yaptıkları derinlikli tahlillerle Vahdeddin Işık’ın Tutanak’ını ve Nureddin Özcan’ın ‘Daha Derinlere’ uzanan yazısını kaçırmamanızı öneriyoruz. Umran, alışık olduğunuz bölümler ve yazılarla devam ediyor. Yeni Umranlarda buluşmak duasıyla.