Umran'dan

Yeni Yolculuklar...

Editör                                                                  Nisan 2001, Sayı: 80, Sayfa: 1

Modernlikle yüzleşemedik. O yüzden hesaplaşamadık modernlikle. Modernlik karşısında önce (Osmanlı döneminde) savunma psikolojisiyle, sonra da (Cumhuriyet’le birlikte) yenilgi psikolojisiyle hareket ettik ve sonunda “teslim bayrağı”nı çektik: Kültür ve uygarlık değiştirmemiz gerektiğine karar verildi.

Modernliğin yükselişi karşısında “teslim bayrağı” çekmemiz,     bizi iki önemli paradoksla karşı karşıya bıraktı. Birinci paradoks şu: Türkiye, kendisini, hem “içeri”ye (=kendi dinamiklerimize), hem de “dışarı”ya (örneğin Batı’ya) kapattı. Bu durum, bizi bir yandan dünya’ya; öte yandan da kendi dinamiklerimize yabancılaştırdı.

İkinci paradoks ise şu: İşgalci Batı (Avrupa) ülkelerini kovmak için “kurtuluş savaşı” veren Türkiye, savaştığı Avrupalı güçlerin geliştirdiği projeleri Türkiye’ye “sorgulamadan” aktarma yoluna gitti: Yani kendi-kendini sömürgeleştirmeye kalkıştı.

Bugün bu naif yönelimin Türkiye’yi getirdiği tablo ortada: Ülke yönetilemez durumda; yoğun krizlerle çalkalanıyor.

Biz Umran dergisi olarak bu durumun oluşturduğu karabasan havasının yanıltıcı ve geçici olduğunu; yaşadığımız krizlerin, aynı zamanda bizi yeni imkanların keşfine zorladığını düşünüyoruz. O yüzden karşı karşıya kaldığımız sorunlarla yüzleşerek, önce kapsamlı bir muhasebe yapmanın, sonra da müslümanlığın dinamiklerini, anlam haritalarını yeniden icat ve inşa etmenin yollarını, imkanlarını araştırmanın kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz. Bunun için yeni bir medeniyetin inşasına karınca kararınca katkıda bulunmak amacıyla bulunduğumuz noktadan geriye doğru iz sürerek “pratiğin teorisi”ni yapmaya, bir “sohbet”i canlı ve diri tutmanın yollarını araştırmaya çalışacağız.

Umran, bu sayı ile birlikte yeni bir atılım gerçekleştiriyor; yepyeni bir yolculuğa çıkıyor... Yeni bir heyecan ve yeni bir birikim üretmek istiyoruz. Bir yandan mevcut gündemi yorumlama, öte yandan da kendi gündemimizi oluşturma kaygısı ile hareket edeceğiz.

Umran, hem içerik, hem de biçim olarak yenilendi ve zenginleştirildi. Dergimiz, bundan böyle üç temel bölümden oluşacak. İlk 16 sayfalık bölümde, Türkiye ve dünya gündemine ilişkin; son 16 sayfalık bölümde ise kültür, sanat, düşünce ve teknoloji dünyasına ilişkin özlü ama doyurucu analiz yazıları ve kısa konuşmalar yer alacak. Derginin geri kalan orta bölümünde ise araştırma mahsulü, düşünce üreten dosyalarımız olacak.

Bu sayıda, ilk bölümde, Türkiye’de yeni siyasi arayışları, ulusal programı, başörtüsü sorununu, dış politikadaki yeni gelişmeleri analiz eden yazılarımız var. Derginin son bölümünde, çağımızın yaşayan en büyük düşünürlerinden Paul Virilio ile yapılmış önemli bir konuşma ile, film ve müzik eleştirileri, mizah yazıları ve cep telefonlarına ilişkin yapılan bir araştırma yazısı yer alıyor. Dosyalarımızın ilkinde ekonomik krizi masaya yatırdık, krizin anatomisini yaptık. Mustafa Özel, Mustafa Ertekin ve Melikşah Utku’nun katıldığı açık oturumumuzu ve yazılarımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Ana dosyamızda bu ay, “İslam düşüncesinin yeniden inşası”nın imkanlarını tartışıyoruz. Bu sayıda, yoğunluklu olarak bir muhasebe denemesi yaptık. Bu dosyamız sonraki sayılarda da sürecek. Şehirlerin Ruhu başlığıyla yayımladığımız dosyamızda, Richard Sennett’in yeni küresel kentlerin öyküsünü anlattığı bir yazı yer alıyor. Burada, yayımladığımız bazı dosyalarımızın söyleyeceğimiz şeyler biriktiği sürece devam edeceğini vurgulamak istiyoruz.

Önümüzdeki sayıdan itibaren sizlerden gelen “okuyucu mektupları”nı yayımlayacağız. Görüş, öneri, tartışma ve eleştirilerinizi bekliyoruz. Yeni, dopdolu Umran’larda buluşmak üzere...


  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348