Umran'dan

 

11 Ekim 1998 Pazar günü tüm y urt sa th ın d a milyonların
katılımıyla gerçekleştirilen Başörtüsü İçin Elele” eylemi,
adeta Türkiye tarihinde bir "milat” oldu. “İrtica’yı dillerinde
virt, gönüllerinde dert edinen malum çevreler, hiçkimsenin
burnu kanamadan sonuçlanan bu vakur protestoyu “Cumhuriyete
karşı şeriatçı kalkışma" olarak lanse ettilerse de güneşi
balçıkla sıvamanın mümkün olmadığım gördüler. 11
Ekim, terk parti zihniyetine sahip olan jakobenlerin içinde
bir “ukde” olarak kaldı. Hala hazmedemediler 11 Ekim'i...
Hatta 29 Ekim’deki “Cumhuriyetin 75. y ılı” törenlerini, bu
irticaî kalkışmaya(!) karşı bir ‘.‘cevap” olarak göstermek isteyenler
oldu. Ama ille de 11 Ekim!.. Sessiz çoğunluğun an lamlı,
vakar dolu mesajı zihinlerde yankılanmaya devam ediyor.
11 Ekim bir şeyi dalıa gözler önüne serdi: Üniversitelerin
başörtüsü konusundaki uygulamalarıyla, “bilimde şahlanmak”
yerine “bağnazlıkta şahlanışa” geçtiğini... Ortaçağ
skolastisizmine taş çıkartan dar ideolojik yaklaşımları, engizisyon
mahkemelerini aratmayan sindirme ve baskı yöntemleri,
özerklikle, bilimsellikle, çağdaşlıkla bağdaşmayan işleyiş
biçimi ve dünyada herkesin çoğulculuğa, farklı değerlere
yöneldiği bir dönemde "tek tip insan” yetiştirmeyi hedefleyen
kafa yapısıyla giderek "kışlalaşan” sözümona eğitim-öğretim
kurumlan...
Ümran bu sayısında, özelde üniversitelerin genelde ise
eğitim sistemimizin sözkoııusu çarpık yapısını kapağına ta şıyor.
Mustafa AYDIN, üniversitelerin ne denli halktan kopuk,
halkın ihtiyaçlarından ve bilimsellikten uzak, onun değerlerine
yabancı hale geldiğini incelediği yazısında bu kurumla-,
rın özerkliğini yitirdiğini, bir kişilik ve gelenek oluşturamadığını
vurguluyor. Selahaddin AYAZ bilgi felsefesi açısından
üniversiteleri değerlendirirken, “özerklik” ve “üniversiter
bilgi" kavramlarına farklı yaklaşımlar getiriyor. Abdullah
YILDIZ ise, ikiyüz yıllık batılılaşma macerasının eğitim sistemimize
yansıyan dramatik sonuçlarını hikaye ediyor.
Ümran, Ahrned TUNBAK’ın sosyal güvenlik sistemi bağlamında
SSK’yı inceleyip çözüm önerileri sunduğu kıymetli
araştırması, Haluk BURHAN’ın “Müslümanların eşyaya ve
ekonomiye bakışını” sorgulayan değerli yazısı, Kani TORUN’u
n uzun süredir hasretini çektiğimiz İngiltere mektubu,
Ahmet MERCAN, Caner DOĞAN ve Ertuğrul BAYRAMOĞLU’n
u n mutad yazıları ve Mustafa ÖZCAN’ın İslam
dünyası haberleri ile sürüyor.
Daha güzel Umu n’larda buluşmak duasıyla.

 

EDİTÖR                                                                 Kasım 1998, Sayı:51, Sayfa:1

11 Ekim 1998 Pazar günü tüm yurt sathında milyonların katılımıyla gerçekleştirilen "Başörtüsü İçin Elele” eylemi, adeta Türkiye tarihinde bir "milat” oldu. “İrtica’yı dillerinde virt, gönüllerinde dert edinen malum çevreler, hiçkimsenin burnu kanamadan sonuçlanan bu vakur protestoyu “Cumhuriyete karşı şeriatçı kalkışma" olarak lanse ettilerse de güneşi balçıkla sıvamanın mümkün olmadığım gördüler. 11 Ekim, terk parti zihniyetine sahip olan jakobenlerin içinde bir “ukde” olarak kaldı. Hala hazmedemediler 11 Ekim'i... Hatta 29 Ekim’deki “Cumhuriyetin 75. yılı” törenlerini, bu irticaî kalkışmaya(!) karşı bir "cevap” olarak göstermek isteyenler oldu. Ama ille de 11 Ekim!.. Sessiz çoğunluğun anlamlı, vakar dolu mesajı zihinlerde yankılanmaya devam ediyor. 11 Ekim bir şeyi daha gözler önüne serdi: Üniversitelerin başörtüsü konusundaki uygulamalarıyla, “bilimde şahlanmak” yerine “bağnazlıkta şahlanışa” geçtiğini... Ortaçağ skolastisizmine taş çıkartan dar ideolojik yaklaşımları, engizisyon mahkemelerini aratmayan sindirme ve baskı yöntemleri, özerklikle, bilimsellikle, çağdaşlıkla bağdaşmayan işleyiş biçimi ve dünyada herkesin çoğulculuğa, farklı değerlere yöneldiği bir dönemde "tek tip insan” yetiştirmeyi hedefleyen kafa yapısıyla giderek "kışlalaşan” sözümona eğitim-öğretimkurumları... Umran bu sayısında, özelde üniversitelerin genelde iseeğitim sistemimizin sözkonusu çarpık yapısını kapağına taşıyor. Mustafa AYDIN, üniversitelerin ne denli halktan kopuk, halkın ihtiyaçlarından ve bilimsellikten uzak, onun değerlerine yabancı hale geldiğini incelediği yazısında bu kurumların özerkliğini yitirdiğini, bir kişilik ve gelenek oluşturamadığını vurguluyor. Selahaddin AYAZ bilgi felsefesi açısından üniversiteleri değerlendirirken, “özerklik” ve “üniversiterbilgi" kavramlarına farklı yaklaşımlar getiriyor. Abdullah YILDIZ ise, ikiyüz yıllık batılılaşma macerasının eğitim sistemimize yansıyan dramatik sonuçlarını hikaye ediyor. Umran, Ahrned TUNBAK’ın sosyal güvenlik sistemi bağlamında SSK’yı inceleyip çözüm önerileri sunduğu kıymetli araştırması, Haluk BURHAN’ın “Müslümanların eşyaya ve ekonomiye bakışını” sorgulayan değerli yazısı, Kani TORUN’un uzun süredir hasretini çektiğimiz İngiltere mektubu, Ahmet MERCAN, Caner DOĞAN ve Ertuğrul BAYRAMOĞLU’nun mutad yazıları ve Mustafa ÖZCAN’ın İslam dünyası haberleri ile sürüyor. Daha güzel Umran’larda buluşmak duasıyla.

 


  • Sayı: 364
  • Sayı: 363
  • Sayı: 362
  • Sayı: 361
  • Sayı: 360
  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353