EDİTÖR Mayıs 1998, Sayı:45, Sayfa:1
Değerli Okuyucu, Türkiye, sık sık tarihin, hem de yakın tarihin “tekerrürüne” şahit oluyor. 1925’te Tarakkiperver, 1930’da Serbest Fırka’nın kapatılması gibi Millet Partisi’nin de 50’li yıllarda “siyaseten” kapatılması karşısında Osman Bölükbaşı’nın haykırdığı şu kahredici soru, 2000’e 2 kala yine gündemdedir: “Mahkeme, icrây-ı adalet mi yapıyor; yoksa icrây-ı siyaset mi? ”Evet Türkiye’nin gündemine bir karabasan gibi çöken, insanımızın umudunu kıran, elini kolunu bağlayan sorun işte budur: Siyasetin her alana müdahale etme eğiliminin trajik bir sonucu olarak “Hukukun Siyasallaşması”. Görünen o ki, siyasetin emrine girmiş bulunan hukukun, Osmanlı’daki çokeleştirilen “Siyaseten katl" uygulamasına benzer biçimde “Siyaseten tasfiye" mekanizmasına dönüşmesi, tamiri imkansız sorunlara yol açacaktır. Umran’ın değerli yazarları, bu sayımızda, söz konusu vakıaya çeşitli cephelerden yaklaşarak, sizlere geniş bir perspektif sunmaya çalışıyorlar. Cevat Özkaya 28 Şubat süreciyle başlayan siyasal krizi tanımlamaya çalışıyor ve giderek siyasallaşan hukukun, sadece siyaseti değil bütün kurumlan ve alanları tıkayacağına dikkat çekiyor. Mustafa Aydın, yazısında iktidarların meşruluk sorununu aşmak içindin ve hukuk alanına müdahalesinin doğurduğu olumsuz sonuçlara sosyolojik açıdan ışık tutuyor. Mesut Karaşahan totaliter sistemlerde nasıl bir hukuk anlayışı ve uygulaması olduğunu ortaya koyarak Türkiye’deki sorunları anlamada pratik ipuçları sunuyor. Abdullah Yıldız ve Celaladdin Vatandaş’ın yazıları ise iktidar-muhalefet ilişkileri açısından Cumhuriyet Türkiyesi’nde dünden bugüne nelerin değişip değişmediğini anlamamıza yardımcı oluyor. Ahmet Baydar’ın büyü ve büyücülükle ilgili yazısı bu sayıda sona eriyor. Ayrıca Temel Hazıroğlu’nun “ileri demokrasi”ye çağıran yazısı, Haluk Burhan’ın “ahlak” ve “etik”in tefrikine yönelik denemesi dergimize zenginlik kazandırıyor. Umran, tanıdığınız imzalar ve özlediğiniz bölümlerle yine karşınızda. Selamlar.