Umran'dan

 

Sevgili Okuyuculanmız,
Türkiye Ümran dergisinin Şubat 1998 sayısında kapak
konusu yaptığı “Zor Zamanda Siyaset” sürecini yaşamaya
devam ediyor. Esasen bir yılı aşkın bir süreden, yani 28
Şubat 1997’den beri içine kapanan, düşmanını dışarda değil
içerde arayan, başta siyaset olmak üzere hukuk, eğitim,
ekonomi vs. her alanda “sivil insiyatif’in nerede ise sıfii'landıgı
bir ülke manzarası arz ediyor Türkiye. Yakın tarihte
zaman zaman şahid olduğumuz “militer ara dönemler”e
benzeyen bu post-modern süreç, Türkiye’yi içte ve dışta
ciddi bir çıkmaza doğru sürüklüyor ve uflmmuza bir kâbus
gibi abanıyor.
İşte bu nedenle Umran’m elinizdeki 43. sayısınm kapak
konusunu Türkiye’nin bu handikapı yani İç tehdit kâbusu
oluşturuyor. Genel Yayın Yönetmenimiz Gevat Özkaya,
bu sorunu çeşitli boyutlanyia ortaya koyarken; uzun süredir
totaliterizmin serüvenini ve felsefi temellerini ai'aştıran
değerli yazanmız Mesut Karaşahan bu gidişat karşısında
"Quo Vadis Türkiye?” demekten kendini alamıyor. Bu
bağlamda her ara dönemde yeniden sahneye çıkan gardrop
devrimcilerinin son günlerdeld paranoyak uygulamalannı
Abdurrahman Emiroğlu eleştirel bir üslupla ele alıyor.
Celalettin Vatandaş’ın “İslam Fakat Hangisi?” başlıklı
incelemesi sistemin halka dayatmaya çalıştığı resmi İslam
anla3nşını sorgularken, Mustafa Aydm’m global anlamda
ulus olgusunu inceleyen değerli araştırması bu modem yapının
Türkiye’yi de etldleyen somnlanna ışık tutuyor.
Abdullah Yıldız’ın “İrtica’ın Serüveni” dizisinde ele aldığı
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası deneyimi, sistemin
ptırü kapatma geleneği ve çaresizliğine tailhsel bir perspektiften
bakmamıza yardımcı oluyor.
Raşid el-Gannuşi Ümran okurlan için kaleme aldığı yazısında,
medeni bir İslam toplumunun günümüzde yeniden
nasıl inşa edileceğine ilişkin dikkate değer yaklaşım ve
önerilerde bulunuyor.
Değerli araştırmacı Alımet Baydar’ın gelecek sayımızda
da devam edecek olan "modern büyücülük” incelemesi
kafaların anndıniması açısından hayli önem arzediyor.
Ümran bu sayısında, sîzlere önemli bir belge sunuyor.
Müslümanların Avi'upa’ya nasıl entegre edileceği sorununu
inceleyen Awupa Parlamentosu’nun Fundamentalizm Raporu’nu
ilgi ile okuyacağınızı umuyoruz.
Sayfalanmızı yazılanyla renklendiren kıymetli büyüğümüz
Said Çekmegil, değerli yazarlanmız Haluk Burhan,
Sedat Şenerman, Ahmet Mercan yine karşınızdalar.
Yeni Umran’larda buluşmak duasıyla...

 

EDİTÖR                                             Şubat 1998, Sayı:43, Sayfa:1

Sevgili Okuyuculanmız, Türkiye Umran dergisinin Şubat 1998 sayısında kapak konusu yaptığı “Zor Zamanda Siyaset” sürecini yaşamaya devam ediyor. Esasen bir yılı aşkın bir süreden, yani 28 Şubat 1997’den beri içine kapanan, düşmanını dışarda değil içerde arayan, başta siyaset olmak üzere hukuk, eğitim, ekonomi vs. her alanda “sivil insiyatif’in nerede ise sıfırlandığı bir ülke manzarası arz ediyor Türkiye. Yakın tarihte zaman zaman şahid olduğumuz “militer ara dönemler”e benzeyen bu post-modern süreç, Türkiye’yi içte ve dışta ciddi bir çıkmaza doğru sürüklüyor ve ufkumuza bir kâbus gibi abanıyor. İşte bu nedenle Umran’ın elinizdeki 43. sayısının kapak konusunu Türkiye’nin bu handikapı yani İç tehdit kâbusu oluşturuyor. Genel Yayın Yönetmenimiz Cevat Özkaya, bu sorunu çeşitli boyutlarıyla ortaya koyarken; uzun süredir totaliterizmin serüvenini ve felsefi temellerini araştıran değerli yazarımız Mesut Karaşahan bu gidişat karşısında "Quo Vadis Türkiye?” demekten kendini alamıyor. Bu bağlamda her ara dönemde yeniden sahneye çıkan gardrop devrimcilerinin son günlerdeki paranoyak uygulamalarını Abdurrahman Emiroğlu eleştirel bir üslupla ele alıyor. Celalettin Vatandaş’ın “İslam Fakat Hangisi?” başlıklı incelemesi sistemin halka dayatmaya çalıştığı resmi İslam anlayışını sorgularken, Mustafa Aydın’ın global anlamda ulus olgusunu inceleyen değerli araştırması bu modern yapının Türkiye’yi de etkileyen sorunlarına ışık tutuyor. Abdullah Yıldız’ın “İrtica’ın Serüveni” dizisinde ele aldığı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası deneyimi, sistemin parti kapatma geleneği ve çaresizliğine tailhsel bir perspektiften bakmamıza yardımcı oluyor. Raşid el-Gannuşi Umran okurları için kaleme aldığı yazısında, medeni bir İslam toplumunun günümüzde yeniden nasıl inşa edileceğine ilişkin dikkate değer yaklaşım ve önerilerde bulunuyor. Değerli araştırmacı Ahmet Baydar’ın gelecek sayımızda da devam edecek olan "modern büyücülük” incelemesi kafaların arındırılması açısından hayli önem arzediyor. Umran bu sayısında, sîzlere önemli bir belge sunuyor. Müslümanların Avrupa’ya nasıl entegre edileceği sorununu inceleyen Avrupa Parlamentosu’nun Fundamentalizm Raporu’nu ilgi ile okuyacağınızı umuyoruz. Sayfalarımızı yazılarıyla renklendiren kıymetli büyüğümüz Said Çekmegil, değerli yazarlanmız Haluk Burhan, Sedat Şenerman, Ahmet Mercan yine karşınızdalar. Yeni Umran’larda buluşmak duasıyla...

 


  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348