Bat› merkezli, seküler temelli “küresel de¤erler”i tüm insanl›-
¤a dayatan küresel güçlerin 21.yy bafllarken “‹slâm karflfl›tl›¤›”
çizgisinde buluflmalar› ibretâmiz bir tecellidir. AB ve ABD’nin
“‹slâm’› dönüfltürerek bloke etme” çabalar›na ‹srail, Rusya,
Çin gibi di¤er aktörlerin do¤rudan ve dolayl› destekleri üzerinde
Müslüman ümmet iyi düflünmelidir. ‹slâm, teklif etti¤i de-
¤erler ve sahip oldu¤u potansiyel imkânlar itibariyle insanl›¤›n
yegâne kurtuluflfl umudu olma özelli¤ini sürdürmekte ve içinde
yaflad›¤›m›z “bunal›m ça¤›”n›n devam›ndan servet ve iktidar
üreten güçler taraf›ndan bir tehdit olarak alg›lanmaktad›r.
‹flte bu yüzden ‹slâm, küresel aktörlerce, ça¤›n bunal›m sebebi
olan seküler de¤erlere uyum sa¤layacak biçimde ›l›ml›laflt›
r›l›p esnetilerek, handiyse “omurgas›zlaflflt›r›larak” teslim
al›nmak istenmektedir. Ak›p giden hayat›n d›fl›na itilmifl, bireysel
bir vicdan meselesine indirgenmifl, -tabir yerindeyse-
‘suya sabuna dokunmayan’ mistik, mitik, ezoterik(gizemci),
folklorik bir “S›rlar ‹slâm›” arzulanmakta ve tezgâhlanmaktad›
r. Küresel siyaset odaklar›n›n (RAND örne¤inde görüldü¤ü
gibi) “Sivil Demokratik ‹slâm”, “Il›ml› ‹slâm”, “Sûfî ‹slâm”,
“Euro ‹slâm” vb. isimler alt›nda ‘yeniden üreterek’ Türkiye
üzerinden Müslüman dünyaya pazarlamaya çal›flt›klar›, hayata
müdahale etmeyen, kamusal hiçbir talebi olmayan, edilgen
bir ‹slâm projesiyle, yani -Ali fieriati’nin kavramsallaflt›rd›¤›
gibi- yeni bir “Din’e karflfl› Din” tuza¤›yla karfl› karfl›yay›z.
Elitlerimizin AB ile müzakere masas›na oturmak için aflerdi¤
i bir süreçte, bünyesine dahil edilmemiz gündemde olan
Birlik baflta olmak üzere küresel siyasetin ‹slâm’› dönüflfltürerek
Müslümanlar› ehlileflfltirme projelerinin medya ve benzeri zihin
yönlendirme vas›talar›yla h›zla uygulamaya konuldu¤una tan›k
oluyoruz. Kimi dinî kurum ve yay›n organlar›n›n dahi fark›nda
olmadan -belki de iyi niyetle- âlet olabildi¤i bu sinsi plan ve
projeleri öncelikle iyi anlamak, alg›lamak ve bunlara karfl›
müstakim bir durufl belirlemek zorunday›z.
Umran, bu amaçla konuyu kapa¤›na tafl›d›. Yazarlar›m›z
A. Cemil Ertunç ve Serdar Demirel, sözkonusu küresel projeyi
“S›rlar ‹slâm›”, “Teslimiyetçi ‹slâm”, “Amerikanc› ‹slâm”,
“Yeni Furkan” gibi sinsi yönlendirmelerden hareketle
ele al›rken; “Guenoniyen Bat›nîlik” eserini özellikle bugünlerde
hat›rla(t)mam›z gereken Zübeyir Yetik a¤abey, Mustafa Ayd›
n ve Metin Önal Mengüflflo¤lu “Bat›nîlik”, “Sûfîlik”, “Mistisizm”..
ba¤lam›nda tahlil ediyorlar. Mustafa Ald› ise, edebiyat
dünyas›nda son zamanlarda modalafl(t›l›l)an “Mevlevî”-
“tasavvufî”-“sûfî” e¤ilimlerin akaplân›n› sorguluyor.
Umran’›n Gündem bölümünde 17 Aral›k sonras› AB süreci
ve Irak’ta devam eden ABD katliam› ele al›n›yor. Ahmet
Kemerli’nin Sekülerizm analizi AB ve Bat› düflüncesini daha iyi
tan›mam›z, Hasanali Y›ld›r›m’›n “Hollywood’un Savafl›” isimli
tahlili ise ABD’nin sald›rgan mant›¤›n› kavramam›z bak›m›ndan
önem arzediyor. Bu çerçevede E.Herman’›n “Felluce’yi
Kurtarmak ‹çin Yok Etmek Zorundayd›k” bafll›kl› yaz›s›n› da kaç›
rmamal›s›n›z.
Umran-ek’te ise, 125. say›s›na ulaflan dergimizin, ‹slâmî
düflünce içerisinde nereye oturdu¤unu, nas›l bir “dil” gelifltirdi¤
ini ve ne gibi bir de¤iflflim önerdi¤ini inceleyen ‘d›flar›dan’
bir de¤erlendirmeyi ve ona iliflkin mini tart›flmay› bulacaks›-
n›z. Ayr›ca 2004 Umran indeksi istifadenize sunulmufltur.
Umran, kendini tart›flmaya açarak geliflecek; yeni abone
kampanyam›za gösterece¤iniz ilgi ile büyüyecektir.
Allah’›n selâm› ile..
EDİTÖR Ocak 2005, Sayı125, Sayfa:1
Batı merkezli, seküler temelli “küresel değerler”i tüm insanlığa dayatan küresel güçlerin 21.yy başlarken “İslâm karşıtlığı” çizgisinde buluşmaları ibretâmiz bir tecellidir. AB ve ABD’nin “İslâm’ı dönüştürerek bloke etme” çabalarına İsrail, Rusya, Çin gibi diğer aktörlerin doğrudan ve dolaylı destekleri üzerinde Müslüman ümmet iyi düşünmelidir. İslâm, teklif ettiği değerler ve sahip olduğu potansiyel imkânlar itibariyle insanlığın yegâne kurtuluş umudu olma özelliğini sürdürmekte ve içinde yaşadığımız “bunalım çağı”nın devamından servet ve iktidar üreten güçler tarafından bir tehdit olarak algılanmaktadır. İşte bu yüzden İslâm, küresel aktörlerce, çağın bunalım sebebi olan seküler değerlere uyum sağlayacak biçimde ılımlılaştırılıp esnetilerek, handiyse “omurgasızlaşltırılarak” teslimalınmak istenmektedir. Akıp giden hayatın dışına itilmiş, bireysel bir vicdan meselesine indirgenmiş, -tabir yerindeyse- ‘suya sabuna dokunmayan’ mistik, mitik, ezoterik(gizemci), folklorik bir “Sırlar İslâm›” arzulanmakta ve tezgâhlanmaktadır. Küresel siyaset odaklarının (RAND örneğinde görüldüğü gibi) “Sivil Demokratik İslâm”, “Ilımlı İslâm”, “Sûfî İslâm”,“Euro İslâm” vb. isimler altında ‘yeniden üreterek’ Türkiye üzerinden Müslüman dünyaya pazarlamaya çalıştıkları, hayata müdahale etmeyen, kamusal hiçbir talebi olmayan, edilgen bir İslâm projesiyle, yani -Ali Şeriati’nin kavramsallaştırdığı gibi- yeni bir “Din’e karşı Din” tuzağıyla karşı karşıyayız. Elitlerimizin AB ile müzakere masasına oturmak için aşerdiği bir süreçte, bünyesine dahil edilmemiz gündemde olan Birlik başta olmak üzere küresel siyasetin İslâm’ı dönüştürerek Müslümanları ehlileştirme projelerinin medya ve benzeri zihin yönlendirme vasıtalarıyla hızla uygulamaya konulduğuna tanık oluyoruz. Kimi dinî kurum ve yayın organlarının dahi farkında olmadan -belki de iyi niyetle- âlet olabildiği bu sinsi plan ve projeleri öncelikle iyi anlamak, algılamak ve bunlara karşı müstakim bir duruş belirlemek zorundayşız. Umran, bu amaçla konuyu kapağına taşıdı. Yazarlarımız A. Cemil Ertunç ve Serdar Demirel, sözkonusu küresel projeyi “Sırlar İslâmı”, “Teslimiyetçi İslâm”, “Amerikancı İslâm”,“Yeni Furkan” gibi sinsi yönlendirmelerden hareketle ele alırken; “Guenoniyen Batınîlik” eserini özellikle bugünlerde hatırla(t)mamız gereken Zübeyir Yetik ağabey, Mustafa Aydın ve Metin Önal Mengüşoğlu “Batınîlik”, “Sûfîlik”, “Mistisizm”... bağlamında tahlil ediyorlar. Mustafa Aldı ise, edebiyat dünyasında son zamanlarda modalaş(tırıl)an “Mevlevî”-“tasavvufî”-“sûfî” eğilimlerin arkaplânını sorguluyor. Umran’ın Gündem bölümünde 17 Aral›k sonrası AB sürecive Irak’ta devam eden ABD katliamı ele alınıyor. Ahmet Kemerli’nin Sekülerizm analizi AB ve Batı düşüncesini daha iyi tanımamız, Hasanali Yıldırım’ın “Hollywood’un Savaş›” isimli tahlili ise ABD’nin saldırgan mantığını kavramamız bakımından önem arzediyor. Bu çerçevede E.Herman’ın “Felluce’yi Kurtarmak İçin Yok Etmek Zorundaydık” başlıklı yazısını da kaçırmamalısınız. Umran-ek’te ise, 125. sayısına ulaşan dergimizin, İslâmî düşünce içerisinde nereye oturduğunu, nasıl bir “dil” geliştirdiğini ve ne gibi bir değişim önerdiğini inceleyen ‘dışarıdan’ bir değerlendirmeyi ve ona ilişkin mini tartışmayı bulacaksınız. Ayrıca 2004 Umran indeksi istifadenize sunulmuştur. Umran, kendini tartışmaya açarak gelişecek; yeni abone kampanyamıza göstereceğiniz ilgi ile büyüyecektir. Allah’ın selâmı ile...