Mustafa TEKİN Eylül 2011, Sayı: 205, Sayfa: 70
Bilginin kaynağı ve değeri kadar, anlaşılması ve aktarılması da önem taşır. Bilginin anlaşılması ve aktarılması, hem bir metodoloji olarak hem de dünyaya bakış ve perspektif olarak tarih boyunca toplumların ilmi/bilimsel gelenekleri içerisinde izlenebilir. Öte yandan tarih, farklı toplumların farklı zamanlarda ilmi/bilimsel sıçrayışları, atılımları ve kırılma noktalarına da şahitlik etmektedir. Sıçrayışlar, atılımlar ve kırılma noktaları nihayetinde olumlu ya da olumsuz ilmi/bilimsel bir seyir ya da düşünsel krizler ortaya çıkarabilirler. Bu anlamda bilgi, belki kümülatif olarak tarihsel süreç içerisinde bir artışın konusu olsa da, bu bilginin krizden çıkmada yeterli olup olmayacağı, değeri ciddi önem taşımaktadır. Bilginin kaynağı ve değerinin bir kabul alması, onun anlaşılması ve doğru bir şekilde aktarımını garanti etmediği gibi, düşülen krizlerden çıkmak için de yeterli olmayabilir.
Yazının Devamı İçin Tıklayınız.