Celaleddin VATANDAŞ Temmuz 2016, Sayı:263, Sayfa:68
Hz. Muhammed (s) hidayet rehberi ve hakikat elçisi olarak görevlendirildiğini öğrendiği zaman kendisine tevdi edilen görevin mahiyetini ve gereklerini bilmiyordu. O güne kadar fıtratının ve vicdanının hakikatle uyumlu sesini dinleyerek doğru, güzel, ahlaklı, adaletli bir hayatın mensubu olmuştu. Şirk bataklığına batmamıştı, fakat tevhit hakikatinin özellik ve gereklerini bilme imkânı da yoktu.
Yazının Devamı İçin Tıklayınız.