Süleyman CERAN Şubat 2010, Sayı: 186, Sayfa: 86
Hayatta bir iz bırakmalı, bir iz. Bir mim bırakmalı. Sıkı bir şiir. Derin bir öykü. Ya da bir film. Gholamreza Ramezani’nin filmi gibi; Hayat gibi. Hatırlanmalı, hatırlatmalı bir şeyleri. Sımsıkı tutmalı bileklerimizi, bırakmamalı; bizi götürecek bir yerleri olmalı. Bir şeyler beklemeli bizi, iyi bir şeyler. Büyük laflar etmemeli, manifestolarla dolu olmamalı; ama çarpmalı. Yalın olduğu kadar karmaşık olmalı. Söyleyecek sözleri olmalı, biz de öyle dinlemeliyiz işte. Bir film bunlara yapacak kudrette midir? Hemde nasıl!
Yazının Devamı İçin PDF'i Tıklayınız.