İki Arada Bir Derede: Muhafazakârlığın Temel Yaklaşımları

     Ömer Faruk KARAGÜZEL                                   Ağustos 2011, Sayı: 204, Sayfa: 87

 

Türk düşünce hayatında
aydınlanmadan mülhem
bir kavram, bir siyasal ideoloji
vardır. Bu kavram zikredildiğinde,
okuyan ya da yazan kişi
için kafasında muğlâk bir durum;
muğlâklığı bir kenara bırakalım
fazlasıyla kafa karışıklıkları oluşturan
bir kavram. Kavramı böylesine
karmaşıklaştıran veya içinden
çıkılamaz hale getiren kavramın
kendisi mi yoksa okuyan ya da
yazan için başlı başına bir sorun
oluşturmasında mıdır? Etimolojik
olarak “hıfz” kökünden türeyen,
“korumak, saklamak ve bellekte
tutmak” anlamlarında kullanılan,
muhafazakâr/lık’tan bahsediyorum.

     Türk düşünce hayatında aydınlanmadan mülhem bir kavram, bir siyasal ideoloji vardır. Bu kavram zikredildiğinde, okuyan ya da yazan kişi için kafasında muğlâk bir durum; muğlâklığı bir kenara bırakalım fazlasıyla kafa karışıklıkları oluşturan bir kavram. Kavramı böylesine karmaşıklaştıran veya içinden çıkılamaz hale getiren kavramın kendisi mi yoksa okuyan ya da yazan için başlı başına bir sorun oluşturmasında mıdır? Etimolojik olarak “hıfz” kökünden türeyen, “korumak, saklamak ve bellekte tutmak” anlamlarında kullanılan, muhafazakâr/lık’tan bahsediyorum.

Yazının Devamık İçin PDF'i Tıklayınız.

 


  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348
  • Sayı: 347
  • Sayı: 346
  • Sayı: 345