Ümit AKTAŞ Haziran 2011, Sayı: 202, Sayfa: 38
Tarihin sonu düşünceleride, tıpkı doğa toplumu tasarımları gibi, her toplumsal projeksiyonun ve umudun kendisine bir başlangıç ve bir son bulma, yani kendisini bir tarihsel tahkiyeye yerleştirmesiyle ilgili, bir öyküleme ya da bir bilimselleştirme tekniğidir. Başlangıç ve son, alfa ve omega, aslında bugünümüzü tarihsel bir hakikat kılma ile ilgili açılan parantezlerdir. Dolayısıyla her kurucu proje, bir başlangıç kadar bir son da öngörecektir kendisine. Bu başlangıç bir doğum öyküsü olduğu kadar, bir aşılma veya yıkım öyküsü de olabilir; son ise elbette sadece kendisine ait bir son değil, tarihin sonudur.
Yazının Devamı İçin Tıklayınız.