Sultanahmet Camii'nin Kükreyen Hatibi Emrullah Hatipoğlu

 

Geçen sayımızda, 1970’li yıllarda Süleymaniye Camii minberinden Türkiye’yi titreten ünlü hatibimiz Ali Rıza Demircan Hoca ile “geçmişten geleceğe” bir yolculuk yapmıştık. Bu sayımızda ise, 1978’den bugüne değin, Sultanahmet Camii minberinden aynı heyecanla halka seslenen bir başka güçlü sima ile, Emrullah Hatiboğlu Hoca ile bir seyrüsefere çıkıyoruz.
Araştırma ve Kültür Vakfı’nda ayda bir yaptığımız Geçmişten Geleceğe Ko(nu)şanlar sohbet dizisinin, geçen ayki konuğu
idi Emrullah Hatiboğlu. Kendinden emin, tok ve gür sesi ile tam otuz bir yıldır Sultanahmet minberi ile neredeyse
özdeşleşen Hatiboğlu Hoca, hem kıraati hem de hitabeti ile gönüllerin ve kulakların pasını silmeye devam ediyor.
Sözü kendisine bıraktığımızda, öncelikle İslâm davasına hizmetin bir nasip meselesi olduğunu, Sultanahmet Camii’ne
hizmetin de büyük bir nasip ve nimet olduğunu, dolayısıyla bu lûtfundan dolayı Yüce Allah’a sonsuz hamdü senâlarda bulunduğunu ifade ederek konuşmasına başlıyor. Ayrıca halkın böyle makamlarda bulunan insanlara gösterdiği hüsnü zanna da layık olmak gerektiğini belirtiyor.

Sultanahmet Camii'nin Kükreyen Hatibi Emrullah Hatipoğlu

Abdullah YILDIZ                                                        Nisan 2009, Sayı:176, Sayfa:53

Geçen sayımızda, 1970’li yıllarda Süleymaniye Camii minberinden Türkiye’yi titreten ünlü hatibimiz Ali Rıza Demircan Hoca ile “geçmişten geleceğe” bir yolculuk yapmıştık. Bu sayımızda ise, 1978’den bugüne değin, Sultanahmet Camii minberinden aynı heyecanla halka seslenen bir başka güçlü sima ile, Emrullah Hatiboğlu Hoca ile bir seyrüsefere çıkıyoruz. Araştırma ve Kültür Vakfı’nda ayda bir yaptığımız Geçmişten Geleceğe Ko(nu)şanlar sohbet dizisinin, geçen ayki konuğu idi Emrullah Hatiboğlu. Kendinden emin, tok ve gür sesi ile tam otuz bir yıldır Sultanahmet minberi ile neredeyse özdeşleşen Hatiboğlu Hoca, hem kıraati hem de hitabeti ile gönüllerin ve kulakların pasını silmeye devam ediyor.Sözü kendisine bıraktığımızda, öncelikle İslâm davasına hizmetin bir nasip meselesi olduğunu, Sultanahmet Camii’ne hizmetin de büyük bir nasip ve nimet olduğunu, dolayısıyla bu lûtfundan dolayı Yüce Allah’a sonsuz hamdü senâlarda bulunduğunu ifade ederek konuşmasına başlıyor. Ayrıca halkın böyle makamlarda bulunan insanlara gösterdiği hüsnü zanna da layık olmak gerektiğini belirtiyor.

 

Yazının Devamı İçin Tıklayınız.


  • Sayı: 359
  • Sayı: 358
  • Sayı: 357
  • Sayı: 356
  • Sayı: 355
  • Sayı: 354
  • Sayı: 353
  • Sayı: 352
  • Sayı: 351
  • Sayı: 350
  • Sayı: 349
  • Sayı: 348