Engin ŞAHİN Haziran 2011, Sayı: 202, Sayfa: 16
“O zamanlar okul ve medyada bana sunulan neredeyse her şeye zevkle inanırdım. Mesela bütün Almanların kötürüm, Japonların sinsi ve hain, buna karşılık bütün Amerikalıların doğru, dürüst, hakkaniyetli ve insanlara güven veren bir yapıda olduklarını iyi bilirdim. Belki de 1940’ların başlarında çekilen savaş filmlerinde, çizilen ırk tasvirlerine ve karikatürize edilmiş millet tiplemelerine inanabilmeniz için on bir yaşında olmanız gerekiyordu. Ama o günlerde, annem ve babam dâhil yetişkinlerin çoğu savaş filmlerinin basit mesajına inanmak istiyordu ve gerçekten de medyaya çocuksu bir güvenleri vardı. Başkan Roosevelt’in o ünlü şömine başı sohbetlerinde söylediği her kelimeye inanıyorlar ve milli politikamızın arkasındaki amaçların asilliğini sorgulamayı asla düşünmüyorlardı…”
Yazının Devamı İçin Tıklayınız.